| takvim, yıl boyunca çok önemli fikirlerle yüzleşmenize olanak sağlamanın bir yolu. | TED | التقويم هو طريقة للتاكد انه خلال السنة سوف تملاء بأفكار مهمة جوهرية |
| O fotoğraflara takvim için ve CU başvurum için ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا في حاجه لتلك الصور من أجل التقويم وتقديمي في الجامعة |
| O takvim işini de bir halledersek hayatımın en güzel günü olacak. | Open Subtitles | إن استطعنا حمله على عمل هذا التقويم سيكون أفضل يوم على الإطلاق |
| -Peki takvim işi ? | Open Subtitles | تتعاركون على الجدول تتعاركون على الجدول تتعاركون على الجدول |
| Onlarla ne zaman görüşeceğime dair detaylı bir takvim hazırladım. | Open Subtitles | لقد وضعت روزنامة محددة عن متى سأقابل كل شخص منهما |
| Mürekkep ve mektup ortada, mürekkep hokkası solda, takvim ve tüylü kalem sağda. | Open Subtitles | الاوراق كانت في المنتصف دواية الحبر في اليسار مفكرة التقويم و الاقلام في اليمين |
| takvim kış olduğunu söylüyor, ama bahar şimdiden geldi. | Open Subtitles | التقويم يقول بأن الجو الآن شتاءً، لكن نسيم الربيع بدأ بالظهور |
| Bu üçünün duvarında aynı takvim var. | Open Subtitles | هؤلاء الثلاثة لديهم نفس التقويم على حائطهم |
| Hadi takvime bakalım. takvim vakti geldi. Buddy için takvim vakti. | Open Subtitles | هيا بنا نعد إلى التقويم ، فهو وقت التقويم وقت التقويم لبد |
| Hadi takvime bakalım. takvim zamanı. Buddy için takvim zamanı. | Open Subtitles | هيا بنا نعد إلى التقويم ، فهو وقت التقويم وقت التقويم لبد |
| Yeni bir takvim koleksiyonu için tasarım yapmayacak mıyım? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن اصمم مجموعة التقويم الجديد؟ |
| Fotoğraftaki takvim 1977 yılını gösteriyor. | Open Subtitles | التقويم الذي بالصور يبين بأن السنه كانت 1977 |
| takvim düz dursun diye can-ı gönülden uğraştım ama bir türlü iş birliğine ikna edemedim. | Open Subtitles | .. حاولت إقناع التقويم أن يبقى معلقاً ولكنه رفض التعاون |
| takvim, güneşin ne zaman tepeye çıkacağını söyler. | Open Subtitles | التقويم يُخبرنا بالوقت المُحدد التى تكون فيه الشمس فى ذروتها. |
| Amaç takvim için olası en iyi forma girmek. | Open Subtitles | والأمر كله حول الحصول على أفضل شكل ممكن لأجل الجدول الزمني. |
| Ne kadar güzel bir takvim Buralarda bir yerlerde mi çekilmiş ? | Open Subtitles | يا لها من روزنامة جميلة هل التقطت هذه هنا؟ |
| Birkaç Brewski ve favori kadın güreşçilerinin bulunduğu bir takvim. | Open Subtitles | بعض من البيرة و تقويم عليه بعض من المصارعات الاناث |
| Antarktika'nın buzu iklim değişikliği için bir takvim gibi. | TED | ولكن ثلج القطب الجنوبي هو رزنامة تاريخية للتغير المناخي على سطح الارض |
| Takılırız, deney yaparız takvim yapmak için 12 tane fotoğraf çektiririz. | Open Subtitles | التسكع , عمل التجارب نقوم بأخذ 12 صورة معنا كي نصنع تقويماً |
| Yine de bir takvim oluşturmalıyız. | Open Subtitles | يجب علينا حقاً أن نلتزم بجدول ما |
| Şirket bankaları, Müdür Yardımcılığı ünvanlarını takvim gibi dağıtır. | Open Subtitles | البنوك المتعلّقة بالشركات تَعطي لقب المسئول مثل التقويماتِ. |
| Sonraki takvim yılı için finanse edeceklerini düşünüyorum. | Open Subtitles | بافتراض أنهم سيحصلون على ممول للسنة التقويمية المقبلة |
| Açıklanan bazı takvim aygıtları şans eseri keşfedilmiş olabilir. | Open Subtitles | بعض هذه الأدوات والأساليب المستخدمة كتقويم سنوى ، من الممكن أن تكون مرتبطة بالصدفة |