| Savaş bitti, artık kimse bana emir veremez. | Open Subtitles | الحرب انتهت لا أحد يمكنه إعطائنا أوامر الان |
| Ömer Muhtar size Sezar'ın fetihlerini veremez. | Open Subtitles | أيها الجينرال عمر المختار لا يمكنه أن يتناقش كالقياصرة |
| Neden bu elemanlar kendi çiçeklerini sevgililerine kendileri veremez ki? | Open Subtitles | لماذا لا يستطيع هؤلاء الأشخاص أن يوصلوا الزهور لحبيباتهم بأنفسهم؟ |
| Ve hiç kimse tek bir bardak suyu inceleyerek okyanusun balıksız olduğuna karar veremez. | TED | ولا يستطيع أحد أن يحكم بأنه لا أسماك في المحيط بناءً على كوب الماء ذلك. |
| Tablo için hiç para veremez misin? | Open Subtitles | ألا يمكنك إعطائي أي شيء مقابلها؟ |
| O kadar uzun zamandır dünyada dolaşıyorlar ki kötülük kalplerinin saflığına asla zarar veremez. | Open Subtitles | طالما هم يجولون فشر الارض لا يمكنه ان يؤذي طهاره القلب |
| - Raymond karar veremez. - Yanılıyorsun. | Open Subtitles | ــ رايموند لا يمكنه إتخاذ قرارات كهذه ــ أنت مخطئ |
| Charlie, O kendi kararlarını kendisi veremez. | Open Subtitles | تشارلي، أنت تعرف أنه لا يمكنه أن يقرر بنفسه |
| - Kendi başına karar veremez. | Open Subtitles | تشارلي،أنت تعرف أنه لا يمكنه أن يقرر بنفسه |
| - Değilsem, yan taraftayım. Yeryüzünde hiçbir şey bu derin sıkı duyguyu veremez. | Open Subtitles | لا شيء فى الوجود يمكنه أن يعطيك ذلك الإحساس الرائع |
| Yeryüzünde hiçbir şey bu derin sıkı duyguyu veremez. | Open Subtitles | لا شيء فى الوجود يمكنه أن يعطيك ذلك الإحساس الرائع |
| Doktor bu kez zarar veremez. Ona karşı hazırlıklıyız. | Open Subtitles | دكتور, هذه المرة لن يستطيع القيام بأي سوء, فنحن مستعدون له |
| Bir sineğe bile zarar veremez. | Open Subtitles | إنظروا إليه. هو لا يستطيع أن يآذي ذبابة. |
| Bak, eğer onu rüyanda görmezsen, o da sana ya da bize zarar veremez. | Open Subtitles | انظري، إذا لا تحلمين به هو لا يستطيع إيذائك أو إيذائنا |
| Lordum, gerçekle yalan arasındaki farkı anlayamıyorsa maalesef pek doğru kararlar veremez. | Open Subtitles | إذا سعادتكم لا يستطيع التميز بين الحقيقة و عدمها، فأني أخشى من حكمك غير قابل للأصلاح. |
| -Bir anlık huzur, bize bunu veremez mi? | Open Subtitles | لحظة سلام واحدة ألا يستطيع أعطائها لنا؟ أين هو؟ |
| O buralı olmadığı için cevap veremez. | Open Subtitles | هو لا يستطيع الاجابه لانه غير موجود معنا |
| En azından bir akü veremez misin? | Open Subtitles | ألا تستطيع إعطائي بطاريه على الأقل ? |
| Artık sana zarar veremez. | Open Subtitles | لا تستطيع أن تشهد بشئ لا يمكنها أن تؤذيك بعد الآن |
| Sadece arka ışıktan dolayı bir uyarı verip, gitmemize izin veremez misiniz? | Open Subtitles | أليس بإمكانك أن تعطينا تحذير فقط للضوء الخلفي, وأن تدعنا نذهب إلى البيت ؟ |
| Projeyi görebilmem için parola izni veremez misiniz? | Open Subtitles | فلا أستطيع تقديم شيء لك ألا تستطيع اعطائي كلمة السر للدخول للمشروع؟ |
| Bize rehberlik etmeyeceksen, en azından bir harita veremez misin? | Open Subtitles | اسمعي، إن لم ترشدينا حتى أيمكنك إعطاءنا خريطة على الأقل؟ |
| Fakat, çam ağacı yapraklarının izole yapısı serçe büyüklüğünde bir canlıyı hayatta tutacak ısıyı veremez. | Open Subtitles | ولكنّ خاصية العزل بأوراق الصنوبر لايمكنها إطلاق حرارة كافية ، لصنع غطاء لتدفئة طير بحجم العصفور |
| İsteri krizi geçiriyor. Ona bir şeyler veremez misiniz? | Open Subtitles | هيه، إنه يعاني من الهستيريُا أليس بالإمكان أن تَعطيه شيءَ؟ |
| En azından önce ailesini kurtarmasına izin veremez miydik? | Open Subtitles | إلا يمكن لنا على الأقل أن ندعه ينقذ عائلته أولاً؟ |
| Ama siz bana sonuçları şimdi veremez misiniz? | Open Subtitles | حسناً . لكن ألا يمكنك أن تعطيني النتائج الآن ؟ |
| Bir geceliğine de olsa ara veremez misin? | Open Subtitles | لا يمكن أن تعطي راحة لليلة واحدة فقط؟ |
| Holly, mola veremez miyiz? Birkaç fotoğraf çekmek istiyorum. | Open Subtitles | إسترح، إلتقطت بعض الصور، لعَل هذا الكهف سيثير الإهتمام أكثر مما نعتقد. |
| Annen ve bana beş dakika huzur veremez misin? | Open Subtitles | هل تستطيع منحي أنا وأمك خمس دقائق من الهدوء.. |