| bunun için yemin edebilirdim... bu aptalla yeterince zaman kaybettik. | Open Subtitles | ولكني أقسمت على لقد أهدرنا وقتاً كافياً على هذا الأحمق |
| Adil bir duruşma olacağına yemin etmiştiniz. Öyle değil mi? | Open Subtitles | و أقسمت لي في ذلك العشاء,أنكم ستسمعون لدفاعي,ألم تقم بذلك؟ |
| Gelip Lizzy'yi Bay Collins ile evlenmeye ikna etmelisiniz. Onunla evlenmeyeceğine yemin ediyor. | Open Subtitles | يجب أن تأتى وتجعل ليزى تتزوج السيد كولينز فقد أقسمت أنها لن تتزوجه |
| Ama kendime söz verdim, bir daha elime fırsat geçerse tereddüt etmeyeceğim. | Open Subtitles | لكنّي أقسمت لنفسي، إذا كان عندي أبدا الفرصة ثانية، أنا لا أتردّد. |
| Ancak ben Kral'ın emrinde yaşayıp öleceğime dair bağIıIık yemini ettim. | Open Subtitles | ولكني أقسمت كمفوض وكذلك أنت بأن نحيا ونموت طبقا لقوانين الملك |
| Söylememek için yemin etmiştim. Ama artık yeminin kıymeti yok. | Open Subtitles | لقد أقسمت بألا أشي بهم ولكن ذلك لم يعد مهماً |
| O zaman o şeytanı, mezarına kadar izlemeye yemin ettim. | Open Subtitles | لذلك عندها أقسمت على مطاردة هذا الشيطان الأصفر إلى قبره |
| Ona seni bir daha asla görmeyeceğime dair yemin ettim... ama yapamadım. | Open Subtitles | أقسمت لها أنني لن اقدم على رؤيتها مرة أخرى لكنني لم أستطع |
| Biliyorum Bill. yemin etmiştin, Bu savaş savaşçıların arasında olacaktı . | Open Subtitles | أعلم يا بيل أنك أقسمت على تكون هذه معركة بين المحاربين |
| Ve eğer bir kişiye söylersem, beni öldüreceğine yemin etti. | Open Subtitles | . وهى أقسمت إذا أخبرت أى شخص ، هى ستقتلنى |
| Bana nutuk atma! Hata payının sıfır olduğuna yemin ettiniz. | Open Subtitles | لا تحاضرنى, لقد أقسمت لى بانه سيكون آمن و مضمون |
| Kardeşinin, annenin ölümünden sorumlu kişiyi öldürmeye yemin ettiğini hatırlatmama gerek yok herhalde. | Open Subtitles | أنا لا يلزم أن أذكّرك بأنّ أختك أقسمت لقتل الرجل مسؤول لموت أمّك. |
| Bu kadar değişmiş olamazsın. Görevini yapmak için yemin ettin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتغير بهذا القدر لقد أقسمت على الواجب |
| Her neyse, bu dakikadan sonra örgütten intikamımı alacağıma yemin ederim. | Open Subtitles | على أية حال، أقسمت على الإنتقام من المنظمة في تلك اللحظة |
| - Bir grubun üyesiydiler. Gezgini korumaya yemin etmiş bir grup. | Open Subtitles | لقد كانوا جميعاً جزءاً من المجموعة التي أقسمت على حماية المسافر |
| Efendim, bu alışveriş merkezini ve içindekileri koruyacağıma yemin etmiştim. | Open Subtitles | سدي لقد أقسمت على حماية هذا المتجر طالما أنا بداخله |
| Bunu kimseye anlatmayacağıma söz vermiştim ama madem sırları döküyoruz.. | Open Subtitles | لقد أقسمت على عدم إخبار أي احد هذا لكن فيظلهذاالاهتمام.. |
| Eğer tüm bildiklerini benimle paylaşacağına söz verirsen gitmene izin veririm. | Open Subtitles | إذا أقسمت لي أن تبادلني بما تعرفه سوف اسمح لك بالذهاب |
| Yirmi dört yıl önce sivil yaşamı bırakıp Ulrich Tarikatı'na bağlılık yemini ettim. | Open Subtitles | مُنذ 42 عاماً ،تبرّأت من حياتى السابقة، لقد أقسمت على عهد كبير الرهبان. |
| "ön adları bilinmeyen beş oğlu ile saldırı" bu sizin yeminli ifadeniz. | Open Subtitles | مع خمسة من أبنائه ،أسمائُهم مجهولة هل هذه قرائنكَ التي أقسمت عليها؟ |
| Bir daha mürettabatımdan birini kaybetmemeye ant içtim. | Open Subtitles | و عندها أقسمت ، أن لا أفقد أبداً ، أى رجل آخر |
| Beni bu kasabada nefret edilen birisi yapacak bir şeyi yapmaya yeminliyim. | Open Subtitles | أقسمت على أن أفعل شيئا يجعلني رجلا مكروها في هذه المقاطعة |
| Benim hipokrat yeminim var, kimsenin gözünü çıkaramam. | Open Subtitles | لقد أقسمت يا رجل لا يمكنني إقتلاع عينه |