| Bir elde bütün varlığını kaybeden sen değil misin Mike? | Open Subtitles | ألست أنت من خسر كل ما لديه في لعبة واحدة؟ |
| Bunu cevap olarak kabul etmiyorum, Chris. sen bir Griffin'sin. | Open Subtitles | لا تقبل بالرفض كإجابة يا كريس أنت من عائلة جريفن |
| Ne olduğunu biliyorum. Asıl sen neye sahip olduğunu biliyor gibi görünmüyorsun. | Open Subtitles | أنا أعلم , أنت من يبدوا أنه لا يعلم ما كان يملك |
| Onu yüreklendiren de, bezdiren de sensin. Yüreklendir, bezdir, yüreklendir, bezdir... | Open Subtitles | ألست أنت من تقوم بتهيئتها فتجلسها ثم تجعلها تقف أثناء الرسم |
| Ah! siz Bastiano'dakiler sınır meselesi konusunda başımıza bir sürü iş açtınız. | Open Subtitles | أنت من الحصن الذي يسبب لنا صداعاً كثيراً بخصوص مسألة تلك الحدود |
| Benim buradan anladığım kadarıyla, tetiği ben çektim, ama silahı dolduran sendin. | Open Subtitles | وعندما رأيت كل هذا سحبت الزناد ولكن أنت من قام بوضع الرصاص |
| Köle emeğine herkesten çok senin saygı duyman ve onu gururla giymen gerekir. | Open Subtitles | أنت من بين كل الناس يجب أن تحترمي عمل العبيد و ترتديه بفخر |
| Oğlum, soyumu sürdürecek, tek sen varsın. Beni hayâlkırıklığına uğratma. | Open Subtitles | يا بنى, أنت من يبقينى حيا حتى الاّن, فلا تخذلنى |
| Sam Gold'un sözlüğünde "özür"e yer yok. sen bu işi halledene kadar ikimiz de yaşayan ölüleriz. Anladın mı? | Open Subtitles | كلمة عذر ليست موجودة في قاموس سام نحن موتى و أنت من وضعني في ذلك الموقف أتفهم ذلك ؟ |
| Ve ayrıca bu benim suçum değil, buna sen izin verdin. | Open Subtitles | إلى جانب ذلك , هذا ليس خطأي أنت من سمح بهذا |
| Hayır. Hayır. sen oğlunla dalga geçtin, o da kendi oğluyla. | Open Subtitles | لا، لا، فقد سخرت أنت من ابنك وسخر هو من ابنه |
| sen gelecekten gelmişsin ve onlara amigo kızı kurtarmaları gerektiğini söylemişsin. | Open Subtitles | . . جئت أنت من المستقبل و أخبرتهم أن ينقذوا المشجعة |
| sen, arkadasinin arkasinda duran türde bir adamsin, özellikle sempozyuma gitmesi gerektiginde. | Open Subtitles | أنت من النوع الذي يستعين بصديقه عندما يكون لديه ندوة يذهب إليها |
| Mmm hayır ... sen beni aramışsın Ben de o yüzden arıyorum. | Open Subtitles | كلا , بل أنت من فعل أولا و ها أنا أتصل بك |
| Asıl sen, üç adamını kliniğe gönderdiğin zaman aileyi riske soktun. | Open Subtitles | أنت من وضع هذه العائلة بخطر عندما أرسلت أولئك الرجال للعيادة |
| Hayır, baba. Asıl sen pek çok konuda tamamen yanılıyorsun. | Open Subtitles | لا يا أبي، أنت من لا يمكن أن تكون محقاً.. |
| sen bir sinek kovalıyorsun ama bana salak diyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | إذن، أنت من يقوم بمطاردة ذبابة وفي عالمك، أصبحت أنا المغفل |
| - Kaybedecek bir şeyi olan sensin. - Koç, onları tanımıyorsun bile. | Open Subtitles | ـ أنت من لديه شيء ليخسره ـ أنت لا تعرفهم أيها المدرب |
| - Hadi gidelim. - Geç kalan sensin, ben değil. | Open Subtitles | ــ هيا، لنتحرك ــ أنت من تأخر، و ليس أنا |
| Ateş edenin siz olmadığına dair tanıklık etmeye hazırlandınız mı? | Open Subtitles | هل أنت مستعد لإعطاء شهادة.. لست أنت من أطلق الرصاصة؟ |
| Hadi, siz Aydınlık Kişilerin bu konuda iyi olduğunuzu biliyorum! | Open Subtitles | أنت من جانب الضوء يجب أن تكون جيدا في هذا |
| - Varsayım demek? - Bizi bu işe zorlayan sendin. | Open Subtitles | أنت من كان يقوم بالإفتراضات، أنت من أوقعنا بتلك الورطة. |
| Çünkü hep senin yanında olmayacağım, o yüzden düşünmeye başlasan iyi olur. | Open Subtitles | لأن لَنْ أكُونَ حول لتَأييدك، لذا أنت من الأفضل أن إبدأْ بالإعتِقاد. |