ويكيبيديا

    "المفضّل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sevdiğim
        
    • en sevdiği
        
    • sevdiğin
        
    • favori
        
    • en iyi
        
    • favorim
        
    • sevdiğiniz
        
    • severim
        
    • favorisi
        
    • gözde
        
    • en sevdiğimiz
        
    • gözdesi
        
    Ve ben de Şükran Günü'nü ailem, şu alternatif müzik grubu ve en sevdiğim barmenle geçirdiğim için mutluyum. Open Subtitles و أنا شاكر لأنّي سوف أقضي عيد الشكر مع عائلتي و مغنّي الروك هؤلاء، و مع السّاقي المفضّل لدي
    Bana mavi bir Mercedes hediye edecek. En sevdiğim renk. Open Subtitles يريد أن يهديني مرسيديس بنز، زرقاء، إنه لوني المفضّل.
    Herkesin en sevdiği parça, cinsel organ: ikisinden birine sahipsinizdir değil mi? TED والأعضاء التناسلية، جزء الجميع المفضّل: إما أن يكون لديك واحد أو الآخر، صحيح؟
    Bundan sonra, herkesin en sevdiği amcasından yardım istemek istiyorum. TED بعد ذلك، أودّ أن أطلب المساعدة من العمّ المفضّل لدى الجميع.
    Bir yıl önce birisi bana en sevdiğin rengi sorsa nasıl giyindiğini göz önüne alırsak renk körü olduğunu varsayardım. Open Subtitles قَبلَ عام إذا سَألَني شخص ما ما هو لونكَ المفضّل كُنتُ سَأَفترضُ بأنّك كُنتَ مصاب بعمى الألوان، بسبب طريقَة لباسك.
    ve benim favori sorum olan “Çok çalışırken nasıl eğleneceğini öğrendin mi?” TED وسؤالي المفضّل: "هل عرفت كيف تستمتع أثناء بذلك كامل جهدك في العمل؟"
    Gerzek asistanım sana en iyi müşterimle ilgili bir şey fakslamış. Open Subtitles إسمعي، اليوم نصف مساعد ذكائي أرسل فاكس إليك بخصوص زبوني المفضّل
    Mavi! Benim en sevdiğim renk de mavi. Buna inanabiliyor musun? Open Subtitles ، لوني المفضّل الأزرق أيضاً هل تصدّقين ؟
    Trevor en sevdiğim konuyu kurcaladığınızı söyledi. Open Subtitles تريفور يقول أنّك تبلّلى في موضوعي المفضّل.
    Sonbahar ilkbahar ve kıştan sonra en sevdiğim mevsim Open Subtitles بجانب الربيع والشتاء، الخريف هو فصلي المفضّل.
    Üniversitede herkesin en sevdiği Elizabeth dönemi şairi olarak geldiği bir parti vermiştim. Open Subtitles يتقمّص فيها كلّ أحد شخص شاعره المفضّل من عهد الملكة آليزابيث
    Peynirli kek en sevdiği şeydir ve doktor ona ne dedi? Open Subtitles غذائه المفضّل كَانَ كعكةَ جبن، وماذا الطبيب أخبرَه؟
    Annesi ona en sevdiği aktörün adını vermişti. Edward Goldenberg Robinson. Open Subtitles أمّه سَمّته إدوارد جولدنبيرغ روبنسن، بعد ممثلها المفضّل
    Eğer o senin en sevdiğin gömleğinse, ...ona düzgün davran, bir yıka. Open Subtitles ،أنا فقط أقول ،إذا كان قميصك المفضّل عامله صحيحاً، و إعطه حمّاماً
    Aynı en sevdiğin lokantadayken başka bir yerden yemek söylemek gibi. Open Subtitles هذا يشبه شخصا يسلم وجبات جاهزة في الجهة الخلفية لمطعمك المفضّل.
    Kıyafetleri paylaşın ama mavi olanlar sende kalsın. Mavi senin en sevdiğin renk. Open Subtitles وزّعوا الفساتين، لكن أبقوا منها ذات اللون الأزرق لأنّهُ لونكِ المفضّل.
    Şömine onun favori ayartma merkeziydi. Open Subtitles الموقد كَانَ مركز الإغْواء المفضّل لهاِ.
    Baba, Pazar günleri hızla.... en favori günüm olmaya başladı. Open Subtitles أبي، يوم الأحد سرعان ما أصبح يومي المفضّل بالأسبوع.
    Hey Silvio. Ben de tam favori paltomla gezintiye çıkmıştım. Open Subtitles أهلاً يا سيلفيو، خرجت للتمشية في معطفي الفرائي المفضّل.
    Gerzek asistanım sana en iyi müşterimle ilgili bir şey fakslamış. Open Subtitles إسمعي، اليوم نصف مساعد ذكائي أرسل فاكس إليك بخصوص زبوني المفضّل
    İşte şimdi benim favorim olan grafikteyiz çünkü bu bizim son 20 yılımız TED ها نحن هنا ، مع رسمي البياني المفضّل لأنها العشرون سنة الأخيرة لنا .
    Eskiden Spruce Caddesi'nde oturduysanız ve en sevdiğiniz gömlek griyse sizinle hemen konuşmalıyım. Alo? Open Subtitles وإذا كان قميصك المفضّل رمادي وحريري، فأنا أحتاج للكلام معك الآن رجاء
    Okumaktan hoşlandığım kiliseye gitmeyi severim Open Subtitles أحب الذهاب إلى الكنيسة إنّها المكان المفضّل لي للقراءة
    Birçok konuda sınıf favorisi olabilirsin. Open Subtitles يمكنك أن تكون المفضّل في الصفّ في الكثير من النشاطات
    Bence bu benim en gözde pozisyonum olabilir. Open Subtitles أعتقد أنّ ذلك ربّما يكون الوضع المفضّل عندي
    Ölmeden önceki gün Emily Sonoma'daki en sevdiğimiz pansiyonda bir süit ayırtmış. Open Subtitles اليوم سابق عبرت، إيميلي حجزتنا جناح في سريرنا المفضّل وفطور في سونوما.
    Baksana, istersen bizi şehir merkezindeki onun gözdesi San Domenico restoranına götürtebilirim. Open Subtitles أتدري ماذا ؟ اُراهِنك بأنه سيأخذنا إلى مطعمه المفضّل يُدعى "سان دومينيكو" إنه بالمدينة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد