| Neden böyle çocukça davranıyorsun ve çocuklara böyle şeyler yapıyorsun? | Open Subtitles | لماذا أنت طفولي جدا وتقوم بمثل هذه الامور للفريق ؟ |
| Sana sessizlik boykotu uygulayıp kadına baktığını kabul etmeni .beklemekle çok çocukça davrandım. | Open Subtitles | تعلم، كنت أقوم بفعل شيء طفولي معاملتك بالصمت بإنتظارك تعترف بتفحّصك لتلك الفتاة |
| Neredeyse bir kağıt parçası, bir petrol sızıntısı ya da güneşin çocukça bir çizimi gibi. | TED | وقد كان تقريبا مثل ورقة، مثل تقطيع لرسم طفولي لبقعة نفط أو شمس. |
| Sizler, sertçe ve uzun bir süre sikmek istediğim embesil, toy, aptal, çocuksu mağara adamı, kıl yumağı, tek kromozomlu iğrenç, kültürsüz ve cahil götoşlarsınız. | Open Subtitles | و مهرج و طفولي الأفعال و كرجل الكهف كث الشعر ، شهواني مزعج ، غير متعلم أحمق جاهل ، و أنا أريد أن أضاجعك بقوه |
| Bebek yüzlü görünüşün, kasabadaki tüm gençler için idealizm ve umut vaat ediyor. | Open Subtitles | ذلك الوجه طفولي لكِ يعد بالمثالية والأمل |
| Çocuk henüz çok toy. Ama harika bir geleceği var. | Open Subtitles | هذا تصرف طفولي من هذا الصبي الصبيمفعمبجنونالعظمة. |
| Sonra da Eve'in onun yedeği olduğunu bilmediği hakkında çocukça bir oyun. | Open Subtitles | وبعد ذلك روتين طفولي حول لا يعرف حواء كانت ممثلها البديل. |
| Ama seni doktor yapan da çocukça bir hayaldi. | Open Subtitles | لَكنَّه كَانَ حلم طفولي الذي جَعلَك طبيب |
| Yetişkin arkadaşlarımın karımla böyle konuşmalarını istememem çocukça mı? | Open Subtitles | طفولي لأنني لا أحب معاملة أصدقائي الناضجين لزوجتي هكذا؟ |
| Ona davranış şeklin çok gülünç ve çocukça. | Open Subtitles | تصرفك مع فتاة هكذا ، تصرف طفولي و مضحك.. |
| çocukça davranıyorsun | Open Subtitles | أنتَ تتصرف بشكلٍ طفولي الآن 00: 32: 03,700 |
| Aslında, biraz çocukça ve salakçaydı. | Open Subtitles | جيد , لقد كنت مبتدئ و طفولي بدون طعم أو مصداقية |
| Bacağını aralayan her sarışını becermek de senin için çocukça zaten. | Open Subtitles | شدّ كلّ شقراء التي تفتح ساقها لك طفولي أيضا. |
| Tamam, sinir bozucu ve çocukça olabilir ve bazen ben bile ona sandalye fırlatmak istiyorum ama o.. | Open Subtitles | أعني إنه مزعج و طفولي و أحيانا أتمنى لو أستطيع أن أرمي كرسيا عليه |
| Biraz çocuksu ve aptalca ama işte, lise de öyleydi zaten. | Open Subtitles | ذلك أمر طفولي وغبي قليلاً ولكن مجددًا، كحال المدرسة الثانوية أيضًا |
| Kabullenmek gerçekten çocuksu bir kavram mı yoksa başından beri bizde var mıydı? | Open Subtitles | هل التقبل مفهوم طفولي فعلاً؟ ام هل كنا على حق طوال الوقت؟ |
| çocuksu yönünü begenirlerdi sanirim. | Open Subtitles | كان هناك أمر طفولي يتعلق بها والذي أحبوه |
| Muhtemelen aynı zamanda Bebek yüzlü biriydi, insanların içini yumuşatırdı. | Open Subtitles | هو ربما كان ذا وجه طفولي ايضا ويقوم بوضع الناس في الافران |
| Bebek suratlı bir suikastçı tarafından yatağımda öldürülerek. | Open Subtitles | قتلي فى منامي من قِبل قاتلٍ ذو وجهٍ طفولي. |
| Bir çocuğun bakış açısı bu ve artık Çocuk değiliz. | Open Subtitles | هذا تفكير طفولي ولكننا لم نعد أطفال بعد الآن |
| çocukçaydı. Ne bir bakış açısı, ne de ahlaki içeriği vardı. | Open Subtitles | لقد كان طفولي ليس به وجهة نظر للحياة او محتوى أخلاقي |
| -Anne... Yetişkin yıllarını böyle geçirmen çocukluk. | Open Subtitles | إنه أسلوب طفولي لرجل يقضي حياة النضوج خاصته |
| Gerçekten ergence bir espri anlayışına sahiptir, güven bana. | Open Subtitles | لديها إحساس طفولي سوف تعجبها دعابة مثل هذه ، ثق بي. |
| Tamam, buna çocukca denir mi bilmiyorum. | Open Subtitles | حسناً, أنا لا أعلم إذا كنت أطلق عليه طفولي |