| Ama arkadaş getirmenden hoşlanmayabilirler. İkimizden birinin canı yanabilir. | Open Subtitles | وهم لايرغبوا ان يجدوك اثنين واحد منا ربما سوف يتأذى |
| Yüksek hızlı çarpma, dağılmış metal, kırılmış camlar 4 canı da tam olarak aynı zamanda almış. | Open Subtitles | تأثير السرعة العالية و المعدن الملتوي والزجاج المكسور أربع أرواح أخذت في نفس اللحظة |
| canı cehenneme. Bu kadar sorumsuz davranacaksa onsuz gideriz. | Open Subtitles | ليذهب للجحيم، إذا سيكون لامبالي سنذهب بدونه |
| Eğer sevecekse beni böyle sevsin. Ya da canı cehenneme. | Open Subtitles | لو اراد ان يحبني،فليحبني كما انا و الا فليذهب للجحيم |
| Belli ki, canı çok yanıyor. | Open Subtitles | ، أعني من الواضح أنّه يتألم وأعتقد أنّه سيكون من اللطـف |
| Londra'nın canı cehenneme. Bu şeyi bir tek nedenle başlattık. | Open Subtitles | لتذهب لندن الى الجحيم ,نحن قمنا بكل هذا لسبب واحد |
| Masum bir canı almak, Jedi yolu değildir. | Open Subtitles | انها ليست طريقة الجيداي في اخذ ارواح بريئة |
| Hepimiz çekip gidelim. Kimsenin canı yanmasın. Bu kadar basit. | Open Subtitles | كلنا سنذهب ، و لآ أحد يصاب هذه هي الصفقة |
| Bu adamlara ateşleyicilerin yerini söyle. Böylece kimsenin canı yanmamış olur! | Open Subtitles | أُخبرُ هؤلاء الرجالِ أين المفجراتِ حتى لا يتعرض شخص آخر للأذى |
| Buradan çıkalım, yoksa birinin canı yanacak. | Open Subtitles | دعنا نخرج من هذا الطريق قبل أن يتأذى شخص ما |
| Sizlere çok ciddi olarak... birinizin canı yanmadan buradan gitmenizi öneririm. | Open Subtitles | ...لدي إقتراح بأن تذهبوا من هُنا قبل أن يتأذى احدًا ما |
| Önemli olan onu bulmalıyız kimsenin canı yanmaz. | Open Subtitles | والشىء الهام أن نجده حتى لا يتأذى أحد بما فى ذلك نفسه. |
| Sırada, Amerikan Mucizeleri sizi, daha önceden iki canı ele geçiren bir lanetin önüne geçmeye çalışan ünlü bir şeytan kovucusu olarak alıp götürecek. | Open Subtitles | بعد ذلك ، المعجزات الأمريكية يأخذك . . هناك كطارد أرواح معروف محاولا ملاحقة اللعنة الغامضة التي أودت بحياة شخصين |
| Sakın unutmayın köpeklerin dokuz canı yoktur. | Open Subtitles | تذكر فحسب إنَّ الكلاب ليست لديها تسعة أرواح |
| canı cehenneme. Ne yapmalıydık, biliyor musun? | Open Subtitles | ليذهب إلى الجحيم، أتعلمين ما كان علينا أن نفعل؟ |
| Şansın canı cehenneme. Ben şansımı yanıma alacağım. | Open Subtitles | ليذهب الحظ إلى الجحيم سآتي بالحظ معي |
| Eben'in canı cehenneme, yeni bir oğlum oldu. | Open Subtitles | فليذهب ايبن الى الجحيم لقد رزقت بابن جديد |
| Süvarilerin de karşılama komitesinin de canı cehenneme. | Open Subtitles | فليذهب الفرسان ولجنة الاستقبال إلى الجحيم |
| Şu bacağının üstüne bastırın ki ben kımıldatınca canı yanmasın hayvanın. | Open Subtitles | اضغطي على القدم هنا، كي لا يتألم عندما أقوم بتحريكه |
| - Memphis'ten kız kardeşin arıyor. - canı cehenneme! | Open Subtitles | انها أختك تطلبك من ممفيس لتذهب الى الجحيم |
| Öldürdüğüm adam için kaç tane Yahudinin canı gitti? | Open Subtitles | كم عدد ارواح اليهودية ذهبت لـ رجل قتلته؟ |
| Söylediklerimi yaparsanız, kimsenin canı yanmaz. | Open Subtitles | أذا نفذتم ماأقوله لكم ، لن يصاب أحد بأذى |
| 'Rotanızdan ayrılmayın ki kimsenin canı yanmasın.' '5 dakika sonra gerekli talimatları alacaksınız. | Open Subtitles | حافظوا على مساركم ولن يتعرض أحد للأذى ستتلقون المزيد من التعليمات بعد خمس دقائق ، إنتهى |
| Onu çeksen iyi olur. Birinin canı yanabilir. | Open Subtitles | من الافضل ان تضع هذا بعيداً ربما يؤذى شخص ما |
| Yediği darbeyi görmeliydin. Adamın canı yandı. | Open Subtitles | كان يجب أن تري الخسارة التي لحقت به الرجل تأذى |
| Onu bu eve geri getirmek için tam üç dakikan var... yoksa karının çok canı yanar. | Open Subtitles | لديّك بالضبط 3 دقائق لتعيد تلك المرأة إلى هذا المنزل أو زوجتك الصغيرة البكاءة المراوغة سوف تتأذى |
| Kenzi'nin canı çok acıyor ve biz onu yüz üstü bıraktık. | Open Subtitles | كينزي تتألم جدا ونحن سمحنا لها ان تسير في قرارها |
| Pekala eğer böyle vurmaya devam ederse, birilerinin canı yanacak. | Open Subtitles | .. حسناً اذا أستمر الأمر هكذا سخص ما سيصاب بالأذى |
| Ne zaman bağlanmayı denesek, insanların canı yanıyor. | Open Subtitles | في كل مرة نحاول ان نقيم اتصالا .. الاشخاص فقط يتأذون |