| Sonrasında evin anahtarlarını alıp gerçek dünyaya açılan kapıdan yürür, belki de şehir merkezine toplu taşıma ile gidersiniz. | TED | ثم ستأخذ مفاتيح بيتك، تخرج من الباب إلى العالم الواقعي ومن الممكن أن تستقل المواصلات العامة إلى مركز المدينة |
| Hey, bak, şef! Tam bu polis merkezine doğru yönelmiş. | Open Subtitles | ايها الرئيس ، انظر إنه يشير إلى مركز الشرطة هذا |
| Gençlik merkezine gideceğim. Tek emin olduğumuz şey Lana'nın telefon edecek olması. | Open Subtitles | أنا سأذهب إلى مركز الشباب كلنا متأكدين بأن لانا ستقوم بذلك الأتصال |
| Hadi, Komuta Merkezi'ne gitsek iyi olacak. Alpha'nın bize ihtiyacı var. | Open Subtitles | هيا بنا, من الأفضل أن نذهب إلى مركز القيادة, ألفا يحتاجنا |
| Aynı zamanda fitness Merkezi, ortak barbekü kullanımı ve yıl boyu bakım. | Open Subtitles | ، بالإضافة إلى مركز تمارين وهناك حفلات شواء و خدمة طوال السنة |
| Bazı yerlerde 911'e mesaj atarsan, bunu bir acil çağrı olarak algılıyorlar. | Open Subtitles | في بعض الأماكن، إذا أرسلت رسالة إلى مركز الطوارئ، ستصلهم كبريد صوتي |
| Burası Merkez Bir, Merkez Bir! Yeşil ışık! Yeşil ışığı gördük! | Open Subtitles | ـ إلى مركز القيادة, إلى مركز القيادة ـ نرى دخاناً أخضر, نرى دخاناً أخضر |
| Ama helyum hidrojenden biraz daha ağırdır bu yüzden helyum yıldızın merkezine çöker ve şimdi helyum atomları Merkeze yığılıyor. | Open Subtitles | لكن الهيليوم أثقل قليلاً من الهيدروجين . لذا فإنه يغرق عميقا إلى مركز النجم . والآن ذرات الهيلوم تحتل المركز |
| Dünya Ticaret merkezine nasıl çarptığını gördükten sonra ne yapacağını biliyordu: | Open Subtitles | طائراتِ يَتحطّمُ إلى مركز التجارة العالمي في نيويورك، عَرفَ ما العمل. |
| Yapacağımız ilk iş şehir merkezine gidip bakanlıktaki bilgisayarları kontrol etmek olacak. | Open Subtitles | أول شئ سنفعله سنذهب إلى مركز المدينة و نتجه إلى قسم الكمبيوتر |
| Aslında yarın Araştırma merkezine gelip ve bunu kendin neden öğrenmiyorsun? | Open Subtitles | لما لا تاتي بنفسك إلى مركز الأبحاث غداً لمعرفة ذلك بنفسك؟ |
| Bacanagim yakin bir zamanda belli bir dagitim merkezine ziyarete gidecek. | Open Subtitles | صهري في المستقبل القريب سيذهب في جولة إلى .مركز توزيع معيّن |
| İş bulma merkezine gitmiş iş listesini kontrol etmek için. | Open Subtitles | توقعتُ أنّه ذهب إلى مركز المِهن للنظر في قوائم الوظائف. |
| Akşam geç saatte robotları Dünya Ticaret Merkezi'ne götürdük. | TED | حيث أنزلنا الروبوتات إلى مركز التجارة العالمي في وقت متأخر في ذلك المساء |
| Afrika Tasarım Merkezi'ne katılmak için başvurduğunda, mülakat telefonunun arka planındaki silah seslerini duyabiliyorduk. | TED | في الوقت الذي كان يقدم فيه للانضمام إلى مركز التصميم الافريقي، كان نسمع طلقات نارية في خلفية مكالمة مقابلته. |
| En iyi 10 Mars bilim adamını Langley Araştırma Merkezi'ne iki günlüğüne çağırdık. | TED | وقد قمنا بدعوة أفضل 10 علماء مختصين بكوكب المريخ إلى مركز أبحاث لانغلي لمدة يومين .. |
| Ailem yakında değil diye benimle Sloan Kettering'e gelmiştin. | TED | لقد أتيتِ معي إلى مركز العلاج، لأن عائلتي لم تستطع القدوم. |
| Merkez, burası konum 9. | Open Subtitles | إلى مركز السيطرة .. هنا الموقع التاسع .. |
| Eğer anlaşmaya varırsanız Hong Kong'u silah anlaşmalarının döndüğü bir Merkeze dönüştürecek | Open Subtitles | إذا قمتَ بالمفاوضة معه، سوف يحولّ هونغ كونغ إلى مركز لصفقات الأسلحة. |
| Kartal Bir'den Uçuş merkezine. Çok yoğun AA ateşi altındayız. | Open Subtitles | من النسر الأول إلى مركز القيادة يتم إطلاق النار علينا من مدافع أرضية |
| Alışveriş merkezinde olmayı tercih eden on altı yaşında bir çocuk o. | Open Subtitles | إنها في السادسة عشر من العمر وتفضل الذهاب إلى مركز التسوق |
| Şimdi Paterson, ekibinle beraber Richmond Polis İstasyonu'na gitmeni ve devralmanı istiyorum. | Open Subtitles | الآن، (باترسون) أريدك أن تنزل إلى مركز شرطة ريتشموند مع طاقمك وتتولى الأمر |