Reform'un kutsal nedeninin ilerlemesine mani oldum. bu değil mi olan? | Open Subtitles | كان هدفى وضع أسس لقضية الإصلاح المقدس أليس كذلك ؟ آجل |
İklim değişimi benim, ama sizin konunuz da finansal Reform ya da daha basit bir vergi sistemi ya da eşitsizlik olabilir. | TED | تغير المناخ هو لي، ولكن قد يكون الإصلاح المالي أو أبسط من النظام الضريبي أو عدم المساواة. |
Alet çantamdan bir tamir karesi çıkartıp mavi sesimle senden özür diliyorum. | Open Subtitles | سأخرج أدوات الإصلاح من صندوق الأدوات و أقول بصوتي الهادئ أنا آسف |
O zaman emekli olacağını ve başkasının senin yerine tamir işini yapacağını söyle. | Open Subtitles | إذا ، قُل بأنك سوف تتقاعد وتترك متابعة أعمال الإصلاح لأي شخص آخر |
Robotik bakım ve onarım, dünya çevresinde dönen yüzlerce uydunun yaşamını arttırır. | TED | يمكن لآلات الإصلاح والصيانة تمديد الأعمار الافتراضية لمئات الأقمار الدائرة حول الأرض. |
Hepimiz biliyoruz ki herhangi bir etkin eğitim, araştırma, sağlık ve hatta savunma reformu 10, 15, belki de 20 yıllık çalışmayı gerektirir. | TED | نعلم جميعًا أن أي نوع من الإصلاح الفعال للتعليم والأبحاث والصحة وحتى الدفاع، يستغرق 10 أو 15 أو ربما 20 سنة كي ينجح. |
Ekonomik Reform hızlanacak, politik Reform devam edecek, ve tek partili sistem sıkı duracak. | TED | الإصلاح الاقتصادي سيتسارع، والإصلاح السياسي سيستمر، ونظام الحزب الواحد سيتمسك بموقفه. |
Bu da ona çok daha pesimist bir sosyal Reform bakışı kazandırdı ve odağı manevi konulara yönlendi. | TED | وتلك التجربة خيبة رجاءه في الإصلاح الاجتماعي، وتحول تركيزه نحو الأمور الدينية. |
Londra'ya Reform Kulübüne dönüş zamanın tam olarak 21 Eylül Cumartesi gece saat 8:45 olmalı. | Open Subtitles | ,أنت تعهدت بأن تعود إلى هنا فى لندن فى نادى الإصلاح فى السبت, 21 سبتمبرفى الساعة 8: 45 مساءً |
Askeri üniformasını neredeyse hiç çıkarmaz, politik Reform fikrinden nefret ederdi. | Open Subtitles | حتى انه نادراً ما شوهد بدون زيه العسكري وكان يكره فكرة الإصلاح السياسي |
Amerikan Reform Pletirbunezimin batı mezhebine. | Open Subtitles | الفرع الغربي من كنيسة الإصلاح المسيحية اللوثرية الأمريكية |
SUNY Buffalo'da bulunan bir elektronik müzik stüdyosunda bir teknisyen olarak çalışıp, çeşitli tamir ve bakım işlerini yaparken. | TED | كنت فنياً، أقوم بأعمال الإصلاح والصيانة في ستوديو الموسيقى الإلكتروني في جامعة ساني في بافولو. |
Bu tamir ve kurtarma esnasında işe yaradı. | TED | وكان هذا مفيدًا أثناء عمليات الإصلاح والتعافي. |
tamir için kapatılan 3. asansörün şaftından oraya çıkabilirsiniz. | Open Subtitles | ونحن في الأسفل ها هنا. ربما تستطيع بلوغه بواسطة محرك الدوران التوربينيّ رقم ثلاثة، والذي على مشارف الإصلاح. |
Dırdırı kesip sancak motorunu tamir etsene o halde. | Open Subtitles | أنت تسيئ فى التحرر . الإصلاح الشامل فى المحرّك الأيمن. |
onarım çalışmasının başarısız olduğuna dair üzücü bir haber aldık. | Open Subtitles | لقد تلقينا للتّو أخبار سيئة عن أن عملية الإصلاح فشلت. |
İçerideki çatlak birden büyüdüğü için onarım çalışmaları şu anda devam edemiyor. | Open Subtitles | لأن الشرخ الداخلي قد اتسع فجأة، لا يُمكن الاستمرار بعملية الإصلاح حاليًا. |
Vergi reformu yeteri kadar seksi değil. Herkes çocuklara arka çıkabilir. | Open Subtitles | الإصلاح الضريبي ليس مثيرا للغاية أي شخص يمكنه الإختباء وراء الأطفال |
Eğer tamire ihtiyaçlar varsa, müteahhitle görüşürüz ama ben zaten yenileme planının yer bir detayını onunla görüşmüştüm. | Open Subtitles | إذا كانت بحاجة إلى الإصلاح فسنتحدث إلى المتعهد لكنني راجعت معه كل إنش مربع من مخططات التجديد |
Bu rapora dayanarak sizi, ıslah bölümünün gözetiminde... üç yıl hapis cezasına çarptırıyorum. | Open Subtitles | بناءً على على ما ورد في هذا التقرير، حكمت عليك بالسجن مدة ثلاث سنوات. في سجن دائرة الإصلاح. |
Baban "Bay Tamirci" olmayabilir, ama aletlerin parasını öder. | Open Subtitles | ربما ليس سيد الإصلاح لكنه يدفع ثمن الأدوات |
Tamam, haydut reformunu konuşmak için parlamentoya gidelim. | Open Subtitles | حسنا دعينا نذهب ونتحدث حول حديث الإصلاح. |
Fırçalama, tamirat, ayakkabıları temizlemek- - Ne gerekiyorsa. | Open Subtitles | الفرشاة, الإصلاح , تنظيف الأحذية وكل ماهو مطلوب |
Makul reformun olmadığı, ve biz makul reformun olmadığı bir dünyada, bir gelecekte yaşayamayız. | TED | لا إصلاح ملموس، و لا يمكننا قبول عالم، مستقبل خالٍ من الإصلاح |
Ben olsam etnik reformlar üzerinde fazla zaman harcamazdım. | Open Subtitles | ما كنت لأقضي الكثير .من الوقت على الإصلاح الأخلاقي الآن |
Durumu düzeltmeye fazlaca odaklanıp zamanını harcama. | Open Subtitles | فلا تهدر ما تبقّى من وقت بتركيزك الشديد على الإصلاح |
hasar kontrol ekibi, Teğmen Hellerman'ı yanınıza alın! Sintinede sızma var! Hemen aşağı inin! | Open Subtitles | إلى فريق الإصلاح ، الملازم هيلرمان مطلوب تدفق للمياه في قاع الغواصة عليكم بالتوجه لهناك فوراً |
McDonald, tamiri beklerken yeni elemanlarımızı işe koyalım. | Open Subtitles | ماكدونالدز، دعونا نضع المتدربين الجدد للعمل بينما ننتظر على الإصلاح. |
HÜKÜMETİN SAĞLIK reformuna ENGEL OLUN. | Open Subtitles | منع حكومة على الرعاية الصحية الإصلاح |