"بطرق" - Translation from Arabic to Turkish

    • yollarla
        
    • şekillerde
        
    • şekilde
        
    • yollardan
        
    • açıdan
        
    • yollar
        
    • yollarını
        
    • yolla
        
    • birçok
        
    • türlü
        
    • yolları
        
    • yollarda
        
    • açılardan
        
    • yönlerde
        
    • daha
        
    - Patronlarınız nakit ödüyor ama başka yollarla ödeme de yapıyorlar. Open Subtitles رؤسائكم يدفعون لها نقدا لكن قد يكونون يدفعون لها بطرق اخرى
    Bunlar karmaşık şekillerde buluşan karmaşık parçalar ile inşa edilmiş karmaşık şeylerdir. TED هذه هي أشياء معقّدة مبنيّة بأجزاء معقّدة التي تجتمع معا بطرق معقّدة.
    Buzul alanlar hiç beklemediğim şekilde hareket ve sesle capacanlı. TED الحقول الجليدية عامرة بالحركة و الصوت بطرق لم أتوقعها أبدا.
    Değişik yollardan. Özetle bize bir silah verip kaçmamıza yardım etti. Open Subtitles حسناً بطرق مختلفه ، لقد اعطانا سلاح و ساعدنا فى الهروب
    Kyle çok özel ve pek çok açıdan farklı bir çocuk. Open Subtitles إن كايل مميز جداً و هو مختلف عن الناس بطرق عدة
    Gürültülü bir materyaldir ve eğer Hollanda'daki gibi şehre çok yakın yollar yaparsak, o zaman sessiz bir yolu daha da severiz. TED إنه مادة كثيرة الضجة و إذا بنينا طرق كما في هولندا قريبة جدا من المدن، حينها سنرغب بطرق صامتة
    Mümkün olandan çok daha uzun bir süre ne olduğunu anlayamayacağın yollarla cezalandırılacaksın. Open Subtitles ستتم معاقبتك بطرق لا تفهمينها لمدة أطول مما تعتقدين بأنه عقلاني أو ممكن
    Bu göç akımlarından biri fark edemeyeceğimiz yollarla ön plana çıkıyor. TED واحدة من تيارات الهجرة تلك تتميز عن غيرها بطرق قد لا ندركها.
    Dilin düşünce şeklimizi nasıl biçimlendirdiğine dair sizinle birkaç örnek paylaştım ve bunu çeşitli yollarla yapıyor. TED الآن، لقد أعطيتكم بعض الأمثلة كيف تتمكن اللغة بعمق أن تشكل الطريقة التي نفكر بها، وتقوم بفعل ذلك بطرق متعددة.
    Tüm insanlık tarihinin en etkili bazı matematikçileri ve bilim insanları da konuya, genellikle şaşırtıcı şekillerde, dâhil olmuşlardır. TED والبعض من أكثر علماء الرياضيات تأثيرًا على مر التاريخ قد أتفق في الرأي في هذه القضية بطرق مثيرة للدهشة
    Aynı materyali farklı ve şaşırtıcı yeni şekillerde kullanmanıza izin veriyor. TED إنها تتيح إستخدام نفس المواد بطرق عديدة مختلفة، وطرق جديدة مفاجئة.
    Ve bu sonuçlar, sermaye sahibi olmayan insanlar tarafından çeşitli şekillerde erişilebilir durumda. TED وتلك الحلول يمكن الوصول إليها بطرق مختلفة للناس الذين ليس لديهم رأس المال.
    Sanki neredeyse hataları belli şekilde yapmak üzere yapılmış gibiyiz. TED ويبدو الأمر كما لو أننا مصممين لنرتكب الأخطاء بطرق معينة.
    Ve bu müthiş Sedef hastalığı devriminin işleri farklı şekilde yaparak, sürecin bu ters şekli ile elde edildiğini göruyoruz. TED ويمكنك ان ترى هذا الإنجاز الهندي لعلاج الصدفية من خلال عكس النموذج التقليدي لعلم الدواء و القيام بالأشياء بطرق مختلفة
    - Ağızdan klamidya bulaşmazdı. - Normal yollardan kapmıştım ben. Open Subtitles لم أعرف أنها تنتقل عبر الفم أصبت بها بطرق كلاسيكية
    Bu meydan okuma yeni yollardan düşünmeye başlamamız gerektiği anlamına geliyor ve bence tahta bu çözümün bir parçası olacak, ve ben size neden öyle olduğunun hikayesini anlatacağım. TED التحدي يعني أن نبدأ التفكير بطرق جديدة، وأعتقد أن الخشب سوف يكون جزء من ذلك الحل، وسأخبركم قصة اعتقادي هذا.
    Bir çok açıdan, bu sadece bir hayatta kalma olayı. TED الآن بطرق مختلفة، ذلك فقط مرتبط بالبقاء.
    Öyle yollar ki, bizim kaynaklarımıza rağmen bizden iyisini yapabilirler. TED بطرق لا يمكننا نحن القيام بها بكل ما أوتينا من موارد.
    Elbette, bir asırlık ekonomik kalkınma ve askeri stratejinin gelişimi bize küresel çatışmayı yönetmenin daha iyi yollarını verecektir. TED بالتأكيد، قرن من التنمية الاقتصادية وتطور الاستراتيجية العسكرية سيمدنا بطرق أفضل لإدارة الصراع العالمي.
    Yengeçlerin kabuklarının altında bu komplike yapı var, adı Midesel Öğütücü. Yiyecekleri bir kaç farklı yolla öğütüyor. TED لدى السراطين بنية معقدة تحت درعها تسمى بالطاحونة المعوية والتي تطحن الطعام بطرق مختلفة.
    birçok yönden bu çocuklar ebeveynlerinin işledikleri suçların kasıtsız kurbanları. TED بطرق عديدة، يُعتبر الأطفال ضحايا غير مقصودين بسبب جرائم ذويهم.
    Başka türlü kurtarılamayan hayatlar kurtaracağım. Open Subtitles سأنقذ حياة أشخاص بهذا وممكن بطرق آخرى لا أستطيع إنقاذها
    Mağdur ve uzmanlarımızla bu kavramları basit ama doğru şekilde anlatacak yolları bulmak için uzun saatler geçirdik. TED لقد قضينا ساعات و ساعات مع المدعين و الخبراء محاولين الإتيان بطرق لشرح هذه المفاهيم بشكل مبسط و دقيق
    Yani, endüstriyle farklı yollarda bu tür karışık yeteneklerle deneyler yapmaya başladım. TED فبدأت أجرب في هذه الصناعة بطرق عدة و بهذا المزيج من الخبرات.
    Bizi öyle açılardan etkileyecek ki... Open Subtitles . . و هذا سيؤثر بنا بطرق عدة , و هذا ليس عدلاً
    Bu kişilerin doğum öncesi yaşadıkları açlık deneyimi vücutlarını çok farklı yönlerde değiştirmiş gibi görünüyor. TED تجربة المجاعة ما قبل الولادة لهؤلاء الأشخاص أدّت على ما يبدو لتغيير أجسامهم بطرق عديدة.
    Okyanusları çok daha disiplinlerarası bir düşünce tarzıyla incelemediğimiz sürece problemleri çözemeyiz. TED لا نستطيع حل المشكلات إلا اذا بدأنا بدراسة المحيط بطرق متعددة جداَ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more