"معطل" - Translation from Arabic to Turkish

    • bozuk
        
    • bozulmuş
        
    • bozuldu
        
    • kırık
        
    • kapalı
        
    • arızalı
        
    • devre dışı
        
    • kesik
        
    • çöktü
        
    • bozuktu
        
    • mahvolmuş
        
    • arıza
        
    • kesildi
        
    • bozukmuş
        
    • bozulduğunu
        
    Orada neler döndüğünü bilmiyoruz. Belki de sadece bozuk bir vericidir, tamam mı? Open Subtitles لكننا لا نعرف بالضبط ما يجرى هناك قد يكون مجرد جهاز أرسال معطل
    bozuk uydular umurunuzda değildir, nasılını öğrenmek istemezsiniz neden telefon edemediğinizi öğrenmek istersiniz. Open Subtitles ولا تهتم بقمر صناعي معطل لا تريد معرفة كيف تريد معرفة لماذا لا
    Bu bozulmuş, o yüzden aşağıdakine gitmem gerekiyor. Open Subtitles ذلك الحمام معطل لذلك سوف انزل الى الدور السفلي
    Sensorlerini soğutmaya yarayan Cryogen çoktan bitti, bu nedenle kliması bozuldu diye şaka yapıyoruz. TED لم يعمل سائل التبريد الذي يستخدم لتبريد أجهزة الاستشعار لفترة طويلة، لذلك نحن نمزح فيما بيننا أن مكيف الهواء معطل.
    Haberler iyi. kırık bir parkometrenin önüne park ettim. Beleşe park ediyoruz. Open Subtitles .اخبار جيده لقد ركنت بقرب عداد معطل,اي اننا لن ندفع شيئا
    Eğitim sisteminin bozuk olduğunu söylemek modaya daha uygun. TED فمن السهل جداً قول ذلك، اي ان نظام التعليم معطل.
    Kitaplar, uzun düz bir sıra hâlinde indiriliyor ancak sıraları bozuk hâlde, üstelik otomatik sıralama sistemi de arızalı. TED أنزلت الكتب في صورة خط واحد طويل مستقيم، ولكنها جميعها غير مرتبة، ونظام الفرز الآلي معطل.
    - Anahtarları al da çıkalım buradan! - Debriyaj bozuk. Open Subtitles أحضر مفاتيحك و نخرج من هنا الدبرياج معطل بسيارتي -
    Acele edin. Yürüyerek inin. Asansör bozuk. Open Subtitles تعالوا إنزلوا إلى الطابق السفلى المصعد معطل
    Teşekkür ederim. Hatırlamışken, Red, çöp öğütücüm hala bozuk. Open Subtitles شكراً, هذا يذكرني, ريد, جهاز تصريف الفضلات ما زال معطل
    Aşağıdaki bozuk. Yukarı çık. Hemen odamın yanında. Open Subtitles عظيم , الذي في الأسفل معطل فلماذا لا تستخدم الذي في الطابق العلوي؟
    Baba GPS'in bozulmuş, çünkü haritama göre diğer yöne gitmeliyiz. Open Subtitles أبي، أعتقد أن الـ بي جي بي إس معطل لأن خريطتي تخبرني من المفترض أن نسلك طريقاً آخر
    Mikrofon bozulmuş olmalı böylesine sesli bir müziği duyamıyorsan. Open Subtitles هذا الميكروفون لا بد انه معطل اذا لم تكن تسمع الموسيقى ان الصوت عالي
    Bu sabah bozuldu ama şehre gittiğimde yaptıracağım. Open Subtitles لقد نسيته معطل هذا الصباح، سأصلحه في المحطة التالية
    Hey, çatıda inekler var. Ben de çağrı cihazım bozuldu sanıyordum. Open Subtitles هناك أبقار على السطح بالفعل ظننت أن جهاز استدعائي معطل
    Koridorda kırık bir sehpa var, ses sistemi mahvolmuş ve avize çiçeğinin üzerinde kusmuk var. Open Subtitles ثمّة طاولة قهوة مكسورة في الردهة، نظام مكبر الصوت معطل بأسره، وثمة قيء على نبات اليكة.
    - Tom, beni duyuyor musun? - Evet, Barry. Telsizi kapalı. Open Subtitles "هل تسمعنى يا "توم - نعم يا "بارى" جهازها معطل -
    Elektrik sisteminde bir arıza olmuş ve telsiz dahil tüm aletler devre dışı kalmış. Open Subtitles تعرض لنظام كهرباء معطل وأجهزة المذياع أوقفت
    Ve benim gibi bir adam için zaman paradır. Bu arada telefonunuz kesik. Open Subtitles وأموالى، والوقت هو المال بالنسبة لرجل مثلى وهاتفك معطل بالمناسبة
    Sizi oradan çıkaracağız ama sistemimiz çöktü ve dışarı da neler olduğunu bilmiyoruz. Open Subtitles سوف نخرجكم من هنا, ولكن النظام معطل ولانعرف مالذي يحدث بالخارج.
    Bir hata olmuş. Telefonum bütün gün bozuktu. Open Subtitles لابد أن هناك خطأ ما لقد كان تليفونى معطل طوال اليوم
    İyi de benim bu gece burda kalmam lazım. Tekne arıza yaptı. Open Subtitles لا بأس لكن هذه الليلية يجب أن أنام هنا، فالمولد معطل هناك
    Benim tekrar arama düğmesine kesildi çünkü Evet, oldu. Open Subtitles أجل ، لقد كان هذا بسبب أن زر معاودة الإتصال معطل
    - Evet. Mayın bozukmuş. Tamam. Open Subtitles -لآ , على مايبدو هو معطل , حول
    Tam ayağıma düştü. Oraya gitmeden önce telsizimin bozulduğunu bildirdim. Open Subtitles بلّغت أن جهاز إستقبالى معطل قبل أن أذهب للحلبة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more