"هو شيء" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir şey
        
    • bir şeydir
        
    • birşey
        
    Çöplük öncelikli olarak yok olmayan bir şey ve büyüyor. TED الآن، مكب النفايات هو شيء لن يزول أساسًا، بل ويكبر.
    İnsanlığa dair ve dram içeren nazik bir konuya temas edebilme fırsatı bu dünyada herşeyden çok arzu ettiğim bir şey . Open Subtitles فرصة التعامل مع حالة رقيقة و انسانية و ذات طابع درامي.. هو شيء أسعى له أكثر من أي شيء آخر في العالم
    Tek bir şey. Senden sadece tek bir şey istiyorum. Open Subtitles شيء واحد لعين كل ما أطلبه هو شيء واحد لعين
    Eğer Lord Vorborton ondan sıkıldıysa bu ayrı bir şeydir ve çok yazık. Open Subtitles إذا الرب اربورتون ببساطة تعب الطفل، هذا هو شيء واحد، وأنه لأمر مؤسف.
    Benim için bu tiyatral birşey, ve ona daha sonra döneceğim. TED بالنسبة لي هو شيء يشابه المسرح ، وسأعود إلى ذلك قليلا في وقت لاحق.
    Geçmişe gitmek başka bir şey, uzaylı gezegenine gitmek bambaşka. Open Subtitles أعني، التاريخ هو شيء لكن كوكبا فضائيا هو شيء آخر
    Sırlar, Onlara yardım eden bir şey değil, sırlardan korkuyorlar. Open Subtitles الأسرار هي لا تساعدها ولكن هو شيء بالتأكيد يخافون منه
    Hayır, veremem. Ama bu birlikte yaşamak zorunda olduğumuz bir şey. Open Subtitles كلا، لا استطع، ولكن هذا هو شيء يجب أن نتعايش معه
    "Ben bir şey yapmadım" cümlesi, jüri'nin umrunda bile olmaz. Open Subtitles وجنون كلمة لم أفعلها هو شيء لن يهتم به المحلفون
    Yokluk içinde bir hayata Mary'yi mahkûm etmek hayal dahi etmediğim bir şey. Open Subtitles أن أحكم على ماري بحياة في فقر مدقع هو شيء مستحيل أن أفعله
    Tek gördüğüm, önceden yazdığı bir şey onu da görmemişim bile. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي أراه هو شيء كتبته سابقًا لم أره حتى.
    Şu anda konuşmamız gereken bu yerle ilgili bir şey. Open Subtitles ما يجب أن نناقشه الآن هو شيء حول هذا المكان.
    Uzun yıllardır aslında zaten var olan bir şey, olmayan şey bilgisayar desteğiydi. TED هو شيء نملكه منذ سنوات عده، وبدون مساعدة الحواسيب.
    İşin sonunda gerçekleşen şey insan konuşmasını taklit etmeye çalışan ama yetersiz kalan bir şey. TED وما تحصل عليه في النهاية هو شيء يحاول أن يقلد محادثات الإنسان، لكنه يقصّر في فعل ذلك.
    Sanat, laik dünyada bir hayli önem verdiğimiz bir şey. Bizce sanat çok çok önemli. TED الفن هو شيء في العالم العلماني نفكر فيه بشدة.نفكر انه شي حقا مهم
    Şu soruyu sorabiliriz: Hepimizin topluma daha iyi uyum sağlaması için sürekli kendini geliştirmesi iyi bir şey midir? TED نستطيع التساؤل: هل هو شيء جيد أن جميعنا باستمرار، نقوم بتحسين ذواتنا لنلائم المجتمع بشكل أكبر؟
    Ama bence yıllar sonra bile beni ondan koparamayan daha başka bir şey, o da şu: kızın yüzündeki bakış, yüzündeki çelişkili bakış. TED ولكن أعتقد الشيء الذي جعلني أستمر في العودة إليها سنة بعد سنة، هو شيء أخر تماماً، ألا وهو نظرتها، النظرة المتضاربة على وجهها
    Benim için yaratıcılık son derece önemli ve bence öğretilebilecek bir şey. TED الإبداع بالنسبة لي هو شيء مهم وأنا أعتقد أيضا أنه شيء يمكنك تدريسه.
    -Seks birbirini seven iki insan arasında olması gereken özel bir şeydir. Open Subtitles الجنس هو شيء خاص بين اثنين من الناس الذين يحبون بعضهم البعض.
    "Birazcık kafam güzel" sarhoşların sarhoş olmadıklarını kanıtlamak için söyledikleri bir şeydir. Open Subtitles الشعور ببعض الطنين.. هو شيء يقوله الثمالى ليقنعوا انفسهم انهم ليسوا ثملين
    Fakat bugün sonunda altyapının, üzerinde uzlaşılan ve halkın yerleştirmek istedigi birşey olduguna inanıyorum. TED لكن الان اعتقد ان الجميع متفق ان البنية التحتية هو شيء يجب انجازه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more