| Pis herifte cerrah gibi el var. Bir kesik bile yapmıyor. | Open Subtitles | هذا الرجل المُغفل لديه يدا جرّاح، ولا حتى جرح رقبة بسيط. |
| Bunu için titremeyen bir el lazım. İşte bu yüzden sahnede, binlerce insanın önünde bunu yapmaya karar verdim. | TED | وهذا يتطلب يدا ثابتة، ولهذا قررت أن أقوم بالأمر على الخشبة أمام ألف شخص. |
| Marangozluk yapan birinin elleri çok daha kırışık ve yıpranmış olur. | Open Subtitles | يدا الرجل الذي يعمل كنجار فيها رضوض وجروح بليغة |
| Ve o güzel elleri, o harika elleri. | Open Subtitles | و لديها تلك اليدان الجميلتان اليدان الرائعتان أعني, إنها مجرد صبيّة ,و لديها يدا امرأة |
| Ne eli bir erkeğin. ne ayağı. ne kolu. ne yüzü. | Open Subtitles | انه ليس يدا وليس قدما و ليس ذراعا و ليس وجها |
| Küçük Shiho veya Tai'nin elini çaresizce tutarken bilinmeyen bir hastalık bedenlerini kemirecek. | Open Subtitles | كنت تستطيع ان تمسك يدا صغارك شيهو وتاي. ومرض غامض يهاجم اجسامهم. |
| Bilmiyorum. Ama sanırım onun ortadan yok olmasıyla ilgisi var. | Open Subtitles | لا أعلم، لكنني أظن أن له يدا في إختفائها |
| Bu Bulgakov konseptinden Hz İsa ve şeytanın Gethsemane'de mehtaba doğru el ele yürüdükleri o resimdir. | TED | في هذه المواضيع للكاتب بولياكوف ،فإن تلك الصوره لعيسى مع الشرير يدا بيد في طور زيتا يسيرون تحت ضوء القمر |
| Sanki içimde bir el geziniyormuş gibi... | Open Subtitles | كما لو أن يدا تمتد داخل جسمي لتشدها برفق |
| Sadece el ele tutuşmanın, iyi geceler öpücüğünün her şeye yettiği yaşta. | Open Subtitles | عندما يدا بيد، وسيكون ل قبلة كانت جميع انها في حاجة. |
| Bir periyle el ele Çünkü dünya senin anlayabileceğinden | Open Subtitles | مع الجنية يدا بيد لأن العالم مليء بالنحيب |
| ..birlikte el ele katlanmak.. | Open Subtitles | من خلال اتخاذ كل منهما يدا بعض فاليري وتريي هم .. |
| Neyse, boş ver. Yaparım, sorun olmaz. - Bir adamın elleri kirli olabilir... | Open Subtitles | ... ـ ربما يدا الرجل متّسخة ـ يا إلهي , أرجوك , إفتح |
| Nadiren çamaşırcı kadınların elleri böyle olur. | Open Subtitles | من الصعوبة تصديق إن هاتين يدا إمرأة تعمل بالغسيل |
| Bir adamın elleri yalan söylemez. Karakterindeki tüm eksikleri ve kusurları ortaya çıkarır. | Open Subtitles | يدا الرجل لا تكذب، فهما كفيلتان بإفشاء كلّ نقص وعيب في شخصيّته. |
| Bu adamın elleri aşağıda duruyormuş. | Open Subtitles | لا، كانت يدا هذا الرجل في جنبيه |
| Bu doğru değil! Üç gözü vardı, üç eli değil. | Open Subtitles | هذا ليس صحيح, إنه لديه عين ثالثه ليس يدا ثالثه |
| Melanie kuzuyu alıyor -- iki eliyle -- bir eli sağda iki bacağı tutuyor, solda da aynı şekilde. Kuzuyu direğin üstüne koyuyor ve açıyor. | TED | ميلاني تلتقط الخروف -- بيديها-- يدا واحدة على كل من ساقيه اليمين، وبالمثل على اليسار. ويمضي الحمل إلى البريد، ويفتحه. |
| Blake beyin ameliyatına yardım ederken ben seksi rock yıldızının elini tutacağım. | Open Subtitles | سيتحتّم عَلَيّ أن أمسِكَ يدا نجم روك جذّاب , بينما |
| Adalind'in bu işle ilgisi olduğunu düşünürse de asla almaz. | Open Subtitles | جعلها صاخبة ولو اعتقدت أن لأدليند يدا في هذا فلن تأخذه مطلقا |
| İlk maçta Union Stadyumu'na kol kola girip para atışını birlikte yapacağız. | Open Subtitles | التي فكرت بها و ستكون خاصة لي و لك فقط اننا سنمشي سويا يدا بيد الى وسط ملعب الاتحاد في المباراة الاولى و سنرمي العملة سويا |
| O ıstakoz kıskaçlarını müzeye götüreceğim. | Open Subtitles | سآخذ معي يدا السلطعون إلى المتحف |