| Bunun yerine yakındaki bir bara gider ve oradaki taraftarlarla birlikte tezahürat yapardınız. | TED | وبدلا من ذلك تذهب إلى البار المحلي. وتشجع مع جماهير تلك الرياضة هناك. |
| Bir kadın hastane dışında her yere makyaj malzemeleri parfümü ve mücevherleriyle gider. | Open Subtitles | لماذا تذهب المرأة إلى أى مكان عدا المستشفى ومعها دائماً المكياج العطر والمجوهرات |
| Örneğin, bir bebek vaftiz edildikten sonra ölse Cennet'e gider. | Open Subtitles | على سبيل المثال لو مات الطفل بعد تعميده سيذهب للفِردوس |
| Üzgünüm. Müşteriler gelir ve gider. Çok fazla soru sormam genelde. | Open Subtitles | أنا آسف، الزبائن يذهبون ويجيئون ولا أسألهم عادة الكثير من الاسئلة |
| Her şeyin yolunda olduğunu söylerim. Ve o gider. Sonra siz de gidersiniz. | Open Subtitles | أستطيع اخبارها بأن كل شيء بخير ومن بعدها ستذهب ومن ثم تستطيعون الذهاب |
| İlk gün karinayi onaririm, sonra da gider, güzelce zift çekerim. | Open Subtitles | ، في اليوم الأول رُشقت مفاصلي سأذهب وأعطيها سداً جيداً |
| Her şey bir yerlere gider, ve ben de her yere girerim. | Open Subtitles | كل شيء يذهب إلى مكان ما و أنا أذهب إلى كل مكان |
| Bir kadın hastane dışında her yere makyaj malzemeleri parfümü ve mücevherleriyle gider. | Open Subtitles | لماذا تذهب المرأة إلى أى مكان عدا المستشفى ومعها دائماً المكياج العطر والمجوهرات |
| O bakımevine gider, sen de evi alırsın, değil mi? | Open Subtitles | تذهب إلى دار لرعاية المسنين وتحصل على منزلنا، أليس كذلك؟ |
| Öldükten sonra yaramaz küçük kızlar nereye gider biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين أين تذهب الفتيات ذوات السلوك السيء بعد وفاتهن؟ |
| Vücut yok olur ama ruh cennete ya da cehenneme gider. | Open Subtitles | يتلاشى الجسد لكن الروح تذهب اما الى الجنة او الى الجحيم |
| Velhasıl Yoon ne zaman gelir, ne zaman gider bilirim. | Open Subtitles | لذا أنا أعرف متى يأتي يون و متى سيذهب يون. |
| Eğer ölürsem, para bir yardım vakfına gider ve o da avucunu yalar. | Open Subtitles | إذا متُ، جميع المال سيذهب إلى الأمانات الخيرية وهو لا يحصل على شيء. |
| - En azından uyuduğunu sanıyorum. - Yetişkinler beraber eve gider. | Open Subtitles | ـ على الأقل أعتقد أنه نائم ـ البالغون يذهبون للمنزل معاً |
| Yeni çocuk geldi. Senden çok daha şirin ve küçük. Eminim çabuk gider. | Open Subtitles | طفلة جديده ، أكثر لطفًا منكِ وأصغر ، أنا واثقه انها ستذهب بسرعه |
| Sancho'yu bekliyorsan, gider ve 4 yıl sonra gelirim. | Open Subtitles | ان كنت بانتظار سانشو سأذهب و سأعود بعد حوالي اربع سنوات |
| - Ya şimdi? Şimdi düşünüyorum da buraya çok iyi gider. | Open Subtitles | الآن ، أظن بأنه يمكن أن يذهب إلى هنا بشكل جيد. |
| Birisi gelir, diğeri gider, Tetiği çekmez veya her neyse, O andan itibaren, o namluyu gördüğünde ölmüştür. | TED | وهذه البندقية، في تلك اللحظة، يصل شخص ما، ويذهب الآخر، لا يطلق النار، لا يهمّ، هو ميت في هذه اللحظة. |
| Evden gitmesi için uyarılmıştır da. Peki gider mi? | Open Subtitles | . حتى أنه تم تحذيره بأن يرحل ولكن هل رحل ؟ |
| Bu böyle devam eder gider. | Open Subtitles | لكن عاجلا أم آجلا لن ترحل بالسرعة الكافية. |
| Kazanan açıklanınca diğer robotlar da gider. | Open Subtitles | ..ثم بعد ذلك الروبوت الآخر يغادر بعد أن يعلن أنه الفائز |
| Bu işi halledersek eve gider misin? | Open Subtitles | هلا تذهبين إلى البيت إذا كنا نستطيع الإهتمام ذلك؟ |
| Köpekbalıkları gelir ve gider Ellen. İnsanlar bu konuda birşey yapamazlar. | Open Subtitles | اسماك القرش تأتى وتذهب إلين لايملك الناس اى شئ حيال ذلك |
| Şimdi yabancılarla konuşma ve gider gitmez beni ara, tamam mı? | Open Subtitles | والآن ، لا تتحدثِ إلى أي غرباء وهاتفيني بمجرد وصولكِ هناك |
| İnsanlar ilacının işe yaramadığını anlar anlamaz, sıradaki kasabaya gider. | Open Subtitles | كلما زاد معرفة الناس بأن .. مقوياته لا تعمل . سيرحل إلى المدينة الأخرى .. |
| ve okula gider? Ne yerler ve nasıl oynarlar? | TED | ويذهبون إلى المدرسة ماذا يأكلون وكيف يلعبون؟ |