|                Son 100 yıldır bize yakın yaşayan mikroskobik yaşamla muhalif bir ilişkimiz var.                 | TED |                 في ال100 سنة الأخيرة، كانت لدينا علاقة خصومة مع الحياة المجهرية القريبة منا.                 | 
|                İlişkimiz vardı ve o evliydi. Gerçekten kötü bir durumdu.                | Open Subtitles |                 كنا نقيم علاقة ، وهو كان متزوجاً كان أمراً فضيعاً                | 
|                Karım ve benim harika bir ilişkimiz var. Bana çok bağlıdır.                | Open Subtitles |                 انا وزوجتى لدينا علاقة رائعة لقد وقفت بجانبى خلال كل هذا                | 
|                Bana öyle geliyor ki uzun ömürlü bir ilişkimiz olacak.                | Open Subtitles |                 أنا نوع النعناع جديد من الرجل. ربما محكوم هذه العلاقة.                | 
|                Eşimin intihara kalkışmasının sebebinin ilişkimiz olduğumuzu düşündüğü için mi?                | Open Subtitles |                 تظن أنها قتلت نفسها بسبب علاقتي بأمها. عرفتَ ذلك بنفسك.                | 
|                - Yani şu lezbiyen şeyleri- - Bağlılığımız sürdükçe seksiz bir ilişkimiz oldu.                | Open Subtitles |                 إذاَ هذه غرابة السحاقيات حيث نبقى بعلاقة حميمة                | 
|                Sadece Meryll ve benim iyi bir ilişkimiz var diyelim.                | Open Subtitles |                 .. لنفترض فقط أن ماريلانش وأنا لدينا لدينا علاقة جيدة                | 
|                Hakkımdaki tüm gerçekleri anlatmazsam nasıl gerçek bir ilişkimiz olur?                | Open Subtitles |                 كيف يكون لدينا علاقة حقيقة اذا لم تعرف الحقيقة جميعها                | 
|                Bir ilişkimiz olacaksa gün boyunca bana asla bakmayacaksın ve daima gündoğumundan önce ayrılacağız ve asla "seni seviyorum" demeyeceğiz.                | Open Subtitles |                 ..إذا كنا سنكوّن علاقة لا ينبغي عليكَ أبداً أن تراني أثناء النهار وسنكون دائماً معاً إلى ما قبل شروق الشمس                | 
|                Birbirimize çok yakınız, açıkçası ama daha çok abi-kardeş ilişkimiz var.                | Open Subtitles |                 ،أعني بأننا مقربان . لكنها ليست أكثر من علاقة أخ لأخته                | 
|                Açıkçası, bizim geleneksel bir ilişkimiz yok ama senden hoşlanıyorum.                | Open Subtitles |                 من الواضح, إنّنا لسنا على علاقة تقليدية، ولكنّي مُغرم بكِ.                | 
|                Artık bir ilişkimiz olduğu için seks hayatımızın sıradan olduğunu düşünmeye başlıyorsun.                | Open Subtitles |                 نحن على علاقة الآن، وأنت تظنّ أنّ ذلك سيغيّر طبيعة علاقتنا الجنسيّة                | 
|                Ben ve eski dostun birkaç haftadır sevgi/nefret bir ilişkimiz vardı.                | Open Subtitles |                 أجل، بيني وبين عودتي للإدمان علاقة متقلبة خلال الأسابيع القليلة الماضية.                | 
|                - İlişkimiz vardı. - Aman Tanrım! Lütfen devam etme.                | Open Subtitles |                 ـ كنا على علاقة ـ رباه، رباه، توقف عن الحديث                | 
|                Okulda Noel Balosu yapıldığında, bir aydan uzun süredir filizlenmekte olan bir ilişkimiz vardı.                 | TED |                 كنّا في علاقة ناشئة لأكثر من شهر بقليل عندما أقيم حفل عيد الميلاد في مدرستنا.                 | 
|                Bak, evvelden nasıl bir ilişkimiz olmuş olursa olsun artık bitti.                | Open Subtitles |                 انظُر، مهما كانَت العلاقة التي كانَت بيننا في الماضي فقَد انتَهت.                | 
|                Bizim de annemle babam gibi bir ilişkimiz olabilir sanmıştım.                | Open Subtitles |                 ظننت بوسعنا أن نحظى بنوع العلاقة التي بين أبي وأمي                | 
|                Ama en kötüsü, onunla olan ilişkimiz bir daha hiç aynı olmayacak.                | Open Subtitles |                 لكن أسوأ جزء أن علاقتي به لن تعود كالسابق                | 
|                Eğer bizi ilişkimiz olduğu için tutuklamak istiyorsanız, buyurun.                | Open Subtitles |                 كلنا نعلم ان ايا من هذا لن يصل للمحكمة ان اردت اعتقالنا لقيامنا بعلاقة, فتفضل                | 
|                Ben sadece ilişkimiz olgunlaştığından biraz hassasım.                | Open Subtitles |                 انه فقط .. بأنني أنا حساسة بسبب .. لأن لدينا الأن علاقه ..                | 
|                Yemeklerimle fiziksel ilişkimiz arasında bir tercihte bulunmak senin için ne kadar zor olmuştur tahmin ediyorum.                | Open Subtitles |                 وأنا أقدر الصعوبة بأنك ستقرر بين طعامي وعلاقتنا البدنية                | 
|                Sen aradığın adam olmadığımı biliyorken ilişkimiz nasıl ilerleyecek?                | Open Subtitles |                 كيف تجعلينا نتواعد للمرّة الثالثة، بينما تعرفين بأنني لست الشخص المُناسب؟                | 
|                İlişkimiz böyle saçma brşey yüzünden bozmadığıma mennun olmalısın ,ahmak kadın.                | Open Subtitles |                 يجب أن تسرّي أني لم أعتبر علاقتنا واقعاً مفروضاً أيتها السخيفة                | 
|                Abuddin ile şu anda diplomatik ilişkimiz olmadığının farkındayım ama...                | Open Subtitles |                 أنا أدرك بأنه ليس لدينا علاقات دبلوماسية مع عبودين الآن                | 
|                Aynı çatı altında kalmaya devam edersek ilişkimiz onarılamaz hale gelecek.                | Open Subtitles |                 اخشى انا اذا بقينا تحت سقف واحد قد نسبب اذى غير قابل للاصلاح لعلاقتنا                | 
|                Diğer yandan ilişkimiz konusunda bir sorunun olduğunda benimle konuşmazsan seni terk edebilirim.                | Open Subtitles |                 على صعيد آخر، ربّما أهجركَ إن لم تحدّثني عندما تواجه مشكلة تتعلّق بعلاقتنا                | 
|                Bunun farkındayım ama Bayan Corinth ile romantik bir ilişkimiz yok.                | Open Subtitles |                 نعم ، أنا واعٍ تماماً لذلك الآنسة كورينث وأنا لسنا مرتبطين عاطفياً                | 
|                İnsanlarla olan ilişkimiz hakkında farklı şekilde nasıl düşünebiliriz?                 | TED |                 كيف يمكن التفكير حول علاقاتنا بالناس بشكل مختلف؟                 | 
|                İlişkimizi saklı tuttuğumuz kısmı geçtiğimizi düşünüyorum ama bu ilişkimiz gerçek olacaksa beni sana en yakın insan olarak görmelisin.                | Open Subtitles |                 و أظنّ أنّنا جعلنا تلك الفتره في ماضينا حين كان يجب علينا الإختباء و لكن إن كان ما بيننا سيدوم                | 
|                Ve aranızda özel bir ilişki olduğunu anımsadım. Adama bir yıl önce bir kargaşada yardım ettim, ama ilişkimiz başladı ve orada bitti.                | Open Subtitles |                 و أذكر أنّكما الإثنان تجمعكما علاقةً خاصة ، سعدت الرجل ليخرج من مأزقٍ منذ سنة مضت                |