| Çünkü Afrika'da olan bitene seyirci kalamayız, ve dürüst olmak gerekirse, tüm olanların başka bir yerde olmasına asla müsaade edilmezdi. | TED | لأنه لامجال بالنظر لما يحدث في أفريقيا، وإذا كنا صادقين، نخلص الي انه لن يسمح مطلقاً بحدوث ذلك في مكان آخر. |
| Kendi kendime söz vermiştim, sen ayrıIıncaya kadar bunun olmasına izin vermeyecektim. | Open Subtitles | وعدت نفسي أن لا أترك هذا يحدث حتى لو كنتِ تعيش لوحدكِ |
| Yaptığın en harika şey bu, dostum. Hayır, Bunun olmasına izin veremem. | Open Subtitles | ـ إنه أعظم شيء فعلته على الإطلاق ـ لا أستطيع تركه يحدث |
| Fakat sanayi lobicileri bunun olmasına hiçbir zaman izin vermezlerdi. | TED | لكن لن يسمح اصحاب هذه الصناعات بحدوث مثل هذا الامر |
| Şimdi, herhangi bir anneden olmasına rağmen, gerçekten bir feromon olabilir. | TED | الآن، لأن هذا من أي أم، يمكن أن يكون حقا فيرومونا. |
| Seni bir kere kaybettim, bir daha olmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لقد فقدتك مرة لا اريد لذلك ان يحصل مرة اخرى |
| Otur ve olmasına izin ver. Yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | إجلس ودع الأمر يحدث كما ينبغي لا يمكنكَ فعل شيء |
| Bugün doğsaydı onun için sorun olurdu ama bunun olmasına izin vermeyeceğiz. | Open Subtitles | لو كانت الولادة اليوم، لكنّا في مشكلة لكنّنا لن ندع هذا يحدث |
| Yani, kim bunun olmasına izin verecek kadar aptal olabilir? | Open Subtitles | سوف نكون أغبياء تماماً , لو تركنا هذا الشيء يحدث |
| Eğer bir melek olsaydım olayların böyle olmasına izin vermezdim. | Open Subtitles | لو.. لو كنتُ ملاكاً ما كنتُ لأترك أمراً كهذا يحدث |
| Bunu sen yaptın çünkü seneye herkesin bir arada olmasına kafayı taktın. | Open Subtitles | أنت جعلت هذا يحدث لأنك مهووسة بأن نكون معاً في العام المقبل. |
| Evet, hiçbir şey yok Ajan Nash bir şey olmasına izin vermez. | Open Subtitles | حسنا ، لا شيء يحدث ان عميل ناش لا أريد أن يحدث. |
| Bunun olmasına izin veren kadın sadece iki adım ötemizde. | Open Subtitles | المرأه التي تستطيع جعل ذلك يحدث على بعد 50 يارد |
| Kocam bir polis memuru ve bunun olmasına izin vermeyecek. | Open Subtitles | زوجي هو ضابط شرطة وانه لا يريد ذلك بأن يحدث |
| Yemin ederim, eğer ona bir şey olmasına müsaade ettiysen, Wes... | Open Subtitles | أقسم ، إذا سمحت لأي شيء بأن يحدث له ، ويس |
| Yani, evren bunun olmasına kaç kere izin veriyor ki? | Open Subtitles | أنا أعني كم مرة يمكن للكون أن يسمح بحدوث ذلك؟ |
| Hava bükme becerileri muhteşem olmasına rağmen herhangi birini kurtarmaya hazır olmadan önce öğrenmesi gereken çok şey var. | Open Subtitles | و بالرغم من أن مهاراته في تسخير الهواء رائعة فلديه الكثير ليتعلمه قبل أن يكون جاهزاً لإنقاذ أي شخص |
| Söz veriyorum, sana hiçbir şey olmasına izin vermeyeceğim Nemo. | TED | أعدك، لن أدع أي شيء يحصل لك أبدا، نيمو. |
| Ortada bu kadar gen olmasına rağmen, bu karmaşanın da bir çaresi var. | TED | و بالرغم من وجود العديد من الجينات، إلا أن هناك طريقة ما للجنون. |
| Yine de tereddüt ediyoruz, asteroidin yönünü değiştirmek için harekete geçmiyoruz, ne kadar çok beklersek o kadar zor ve pahalı olmasına rağmen. | TED | مع ذلك، نرتبك، ولا نقدم على أي إجراء لتحويل مسار الكويكب، مع أنه بقدر ما ننتظر، بقدر ما يصبح أكثر صعوبة وغلاء. |
| Evet, önce bu Kule çöküyor, Kuzey Kulesi üzerine doğrudan isabet almasına ve zaten 18 dakikadan beri yanıyor olmasına rağmen. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك، ينهار هذا البرج أولا بالرغم من أن البرج الشمالى ضرِب مباشرة و أحترق لمدة أطول بـ 18 دقيقة |
| O zamanlar tartışmalı olmasına ve hâlâ tartışmalı kalmasına rağmen Cage'in görüşü, gerçek sessizlik diye bir şeyin olmadığını yönünde. | TED | ومثير للجدل رغم كونه كذلك، وحتى مثيرا للجدل مع أنه لازال موجودا، هدف كايج هو أنه لا يوجد صمت بالفعل. |
| Tamam, bu Todd için hayırdı. Ben olmasına güvenebileceğim kimse yok mu? | Open Subtitles | حسنا لا يا تود الا يوجد احد أثق به ان يكون انا؟ |
| Böyle birşeyin olmasına izin vermeyecek olan benim gibi insanlar var. | Open Subtitles | هناك أناس مثلي ، والذين سيحرصون . على عدم حدوث ذلك |
| Eskiler, bütün insanların Tanrı'ya eşit uzaklıkta olmasına karar vermişler. | Open Subtitles | أمر الشيوخ ببنائها ليصبح الجميع قريبين من الرب بقدرِ متساوِ |
| Afrikada internet çok pahalı olmasına rağmen her yerde internet kafeler var. | TED | على الرغم من كون الانترنت غاليا جدا في كافة أنحاء إفريقيا, هناك مقاهي إنترنت في كل مكان. |
| Ona bir şey olmasına müsade etmeyeceğimi sana söylediğimi unutmadın, değil mi? | Open Subtitles | تذكري بأنني أخبرتكِ أنني لن اسمح بوقوع شيء لكِ او له، حسنًا؟ |
| Eğer tanrı hayatta olsaydı bunların olmasına izin verir miydi? | Open Subtitles | أتظن بأنّ السماء كانت لتسمح بحصول هذا إن كانت موجودة ؟ |
| Ben bu işi en iyi yapan yapım yönetmenini beni terk eden eski sevgilim olmasına rağmen işe aldım. | Open Subtitles | لقد قمت بتعيين أفضل منتجة منفذة في مجال البث التلفزيوني بغض النظر عن كونها صديقتي السابقة التي تخلت عني. |