| Kang Ji Hyeon'un tapu sicili ve nüfus kayıtlarının bir kopyasını al. | Open Subtitles | أحصل على نسخة من سجل أقامه كانغ جي هيون و دفتر عائلتها |
| Temiz bir sicili vardı, geçmişte yaptığı bir yanlışı yoktu, sırları satmak için bir sebebi yoktu. | TED | كان لديه سجل لامع، لم يرتكب أخطاء في الماضي، أو أي دافع واضح لفعل هذا |
| Londra'nın en aşağı sokakları dahi o güler yüzlü,kırsal bölgelerdekinden daha az günah sicili arz etmiyor. | Open Subtitles | ان اكثر ممرات لندن حقارة ودونية لا تقدم سجل مخيف من الخطايا اكثر من .. و |
| Yaptığı kamu hizmeti, kongre sicili övgüye değer olsa da... | Open Subtitles | أعنى خدمته العامة, سجله فى الكونجرس ... ليس من النوع |
| Ayrıca, Stern'in sicili. Katı. | Open Subtitles | بالإضافة الي ذلك سجل ستيرن فأنه قاضي متشدد |
| Kardeşinizin suç sicili ve iflasa sürüklenen işi nedeniyle | Open Subtitles | خاصة وأن أخيك لديه سجل إجرامى سابق وأعماله كلها تحت الإفلاس |
| Sorumsuz bir pilotun sicili böyle olamaz. | Open Subtitles | هذا لا يمكن أن يكون سجل لطيار غير مسئول. |
| 1998'deki gizli bir mahkeme kaydı dışında sicili temiz. | Open Subtitles | انها نظيفه ما عدي سجل مختوم في المحكمة منذعام 1998 ماذا الذي سجل عليه؟ |
| Altı yıldır oradaymış, sicili temiz. | Open Subtitles | و هى تعمل هناك من ستة سنوات و ليس لها سجل إجرامى |
| sicili olmamasının mutlaka bir sebebi vardır. | Open Subtitles | أنا متأكد من وجود سبب لعدم وجود سجل لذلك. |
| Harika sicili sadakati, sağlam karakteri kendini Palm City'ye adamışlığı onu teşkilatımız için mükemmel bir lider yapıyor | Open Subtitles | رجل له سجل حافل ولاؤه شخصيته المتميزة والمقنعة وخدمته لمدينة بالم |
| Aslında başkan yardımcısı olarak harika bir sicili var. | Open Subtitles | في الواقع ، لديه سجل ممتاز كنائب أول للرئيس. |
| sicili temiz, sabıkasız. Silah ruhsatı denetleniyor. | Open Subtitles | سجل نظيف، لا سوابق جنائيّة رخصة المسدّس تمّ التحقق منها. |
| Ki bu mükemmel sicili bu haftaki ortopedi rotasyonumda da devam ettirmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | سجل ممتاز أنوي الحفاظ عليه خلال مناوبتي في قسم العظام هذا الأسبوع. |
| Ve sorgulanabilir bir sicili olan üstelik. | Open Subtitles | أن تعهد لرائد لا سيّما وأنّ سجله موضع تساؤل |
| İki kez yurt dışı görevine gitmiş. Kusursuz bir sicili var. | Open Subtitles | ذهب في ثلاث مهمات عبر البحار و سجله نظيف. |
| Bazıları tertemiz sicili olanlara güvenmez. Ben güvenirim. | Open Subtitles | وبعض الأشخاص لا يثقون بمن لديه سجلّ نقيّ، بخلافي أنا |
| sicili temiz; onu suçlu gösteren bir şey yok. | Open Subtitles | -إنّ سجلّه نظيفٌ، لا شيء يدل على أنّه قذر . |
| Senin gibi tahılla büyümüş çiftlik kızı... suç geçmişi yok, karneleri pekiyi dolu, sicili temiz... birkaç hız cezası yemiş. | Open Subtitles | فتاة مزارع لطيفة مثلك بدون أي تاريخ من العنف مستقيمة بلا سوابق بمخالفتين للسرعة فقط |
| Ama Erik'in güzel yüzü ve temiz sicili olmadan bu işler yürümez, ...o yüzden biraz korumacı. | Open Subtitles | ولكن لا يعنى هذا أى شيء بدون وجه إريك الجميل , وسجله النظيف .إنه وقائي قليلاً |
| sicili temiz. "Beni göster" karti güncel. | Open Subtitles | لم يُعتقل سابقاً هويّته محدّثة |
| sicili Whitey Bulger'ı bile aratacak derecede. | Open Subtitles | لديهِ قائمة إتهامات جنائية سابقة الرجل يبدو مثل (وايتي بلوجر) المجرم يبدو محبوب |
| İyi bir sicili olan, sağlam bir muhbir. | Open Subtitles | لديه سجلٌ جيد لدينا تاريخ طويل |