| Bu suçun benim evimde planlandığını kabul ediyorum ama planı yapan ben değildim. | Open Subtitles | أعترف بأن السرقة خُطط لها في منزلي لكني لم أكن انا التي خططت |
| kabul etmeliyim ki bu benim için yeni bir şey. | Open Subtitles | أنا يجب أن أعترف هذا هو منطقة جديدة بالنسبة لي. |
| Bu aptalcaydı. Bunun saçma bir fikir olduğunu kabul et. | Open Subtitles | لقد كان هذا غبياً الفكره كلها كانت غبيه أعترف بهذا |
| Son günlerde aldığım ender iltifatlardan biri olduğunu itiraf etmeliyim. | Open Subtitles | حسنا, يجب أن أعترف أننى تلقّيت بعض المجاملات المُميّزة مؤخّرا |
| Hepinizin tanıdığı bir devlet başkanı bunu bana itiraf etti. Ve gerçekten de doğru. | TED | في الواقع، رئيس دولة جمعيكم يعرفه أعترف لي بذلك. وهي فعلاً حقيقة. |
| Şimdi suçunu itiraf et ve sana tecil edilmiş ceza verelim. | Open Subtitles | الآن ، أعترف بذنبك ، وسوف . نحاكم مع وقف التنفيذ |
| Siz birbirinize bile dürüst davranmazken, ben neden itiraf edeyim ki? | Open Subtitles | لم يجب أن أعترف لكم بشيء وأنتم لستم صادقين مع بعض؟ |
| Şunu kabul etmeliyim ki çok daha güçlü bir Goa'uld'un temsilcisiyim. | Open Subtitles | أنا يجب أن أعترف بأني مجرد مبعوث لجواؤلد قوي أكثر بكثير. |
| - Çünkü görmek istemiyorsun. Peki, kabul ediyorum. Çocukluğumuzdaki gibi değil. | Open Subtitles | حسناً، أعترف بهذا أنه لم يعد كما كان عندما كُنا صغار |
| Belki de tüm suçlamaları kabul edip herkesi bu sıkıntıdan kurtarmalıyım. | Open Subtitles | أتعلمون, ربما عليّ أن أعترف بتلك الجرائم, حتى لا أضيع وقتكم |
| Şilin Cuma. Bak. Farklı bir tepki göstermem gerektiğini kabul ediyorum. | Open Subtitles | انظري أنا أعترف أن ردة فعلي كان يجب أن تكون مختلفة |
| O subay adayının kızıma tecavüz ettiğini kabul ederseniz, bu iş biter. | Open Subtitles | أعترف الأن أن هذا الضابط البحري إغتصب إبنتي و سوف ينته الأمر |
| kabul etmeliyim ki ben kendi Cumartesimi kendimi dinlemek için feda etmek istemezdim. | Open Subtitles | يجب أن أعترف, لم أكن أريد أن أترك صبيحة يوم السبت، للاستماع لنفسى, |
| Fakat demek istiyorum ki, evet, evet. Çıplaklık, otopark, kabul ettim. | Open Subtitles | لكن، أعني، نعم، نعم، نعم التعري، باحة توقيف السيارات، أعترف بذلك |
| kabul edeyim, tünel göründüğünden daha dardı, ama hasar çok fazla değildi. | Open Subtitles | أعترف أن النفق كان أضيق مما اعتقدت لكن التلف لم يكن جسيماً |
| Çünkü hata yapmış olsam bile bunu kabul etmeyeceğimi biliyorsun. | Open Subtitles | لأنك تعلمين أنني وإن أخطأت لن أعترف أبداً بأنني أخطأت |
| İtiraf etmeliyim ki, bunu duyunca gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. | Open Subtitles | عليّ أن أعترف أني تفاجئت عندما سمعت ذلك عندما سمعت ذلك |
| Bana acı veriyor olsa da itiraf etmeliyim ki sorunları daha yeni başladı. | Open Subtitles | , وما يؤلمنى . يجب أن أعترف أن مشاكلهم كانت قد بدأت لتوها |
| İtiraf etti, ve kendisinin talebindeki bir jüri tarafından Kraliçe ile zinadan suçlu bulundu. | Open Subtitles | لقد أعترف بأنه مذنب بأرتكاب الزنا مع الملكة من قبل هيئة محلفين من طلبه الخاص. |
| İtiraf etmeye çok korkuyorsun. İtiraf et. FLN'densin değil mi? | Open Subtitles | تخشى الإعتراف، أعترف بإنضمامك لجبهة التحرير |
| Alışmışın dışında yöntemlerin var. Ama itiraf edeyim ki sadakatine hayranım. | Open Subtitles | طريقتكِ غير تقليديّة ولكن يجب أن أعترف, إنّي أقدر لك ولائك |
| Hey, Ray. Hakkını vermeliyim ki. Bu akvaryum çok iyi bir seçim oldu. | Open Subtitles | هيي راي يجب علي أن أعترف لك هذا الحوض إنما هو ضربة معلم |
| Şunu söylemeliyim ki, efendim, burada gerçekten iyi iş çıkardık. | Open Subtitles | لا تتحرك أعترف يا سيدي أننا أدينا عملاً رائعاً هنا |
| ve nasıl olurda ben itirafta bulunmadan, itirafta bulunduğumu söylediklerini bilmek istiyorum. | Open Subtitles | وأريد أن أعرف كيف أخذوا مني اعترافاً بينما أنا لم أعترف ابداً |
| Söylemem gerekir ki, benden çok daha iyi bir dansçı. | TED | انه بالتأكيد راقص أفضل مني ، لا بد لي أن أعترف |
| Bir kez onun için çalışırken itiraf etmek beni üzse de hayatımı kurtardı. | Open Subtitles | والمرة الوحيد التى عملت فيها معه يؤلمنى جداً أن أعترف إنه أنقذ حياتى |
| Tatmin olmaya ve arzuya hala aç olduğumu itiraf ediyorum. | Open Subtitles | أنا أعترف بأني لا زلت أجوع لأن أحشى و أشتعل |