| Her gün, okuldan sonra dondurma yemek istiyorsam, yapmak zorundasın, tamam mı? | Open Subtitles | اذا قلت لك انني اريد المثلجات كل يوم بعد المدرسة فلا بد ان تشتري لي ذلك |
| Ne zaman birini getirsem, bir sorun yaratmak zorundasın. | Open Subtitles | كل مرة احضر شخص معي لا بد ان تبدأي شيء ما |
| Kardeşinle ilgilenmek zorundasın anladın mı? | Open Subtitles | لا بد ان تعتنى بها جيداً,اليس كذلك؟ |
| Bu oğlan Ike Evans'ın hayatını kazacak, deşecek, irdeleyecek çünkü öğrenmek zorunda. | Open Subtitles | هذا الفتى سوف يبحث ويحفر والدموعفيحياةآيك ايفانز, لأنه لا بد ان يعرف, |
| Bunu yapan her kimse, vücudu bir araya getirmek için yüksek seviyeli engelleyicileri hacklemek zorunda, – | Open Subtitles | ان شخص ما كان لا بد ان يخترق بعض الحواجز عالية المستوى ليضع تلك الروح معه |
| Burayı güneş ışığıyla dolduracağım... - Ve 50 yıldır güneşte başrol oynayan siz, yanıp sönmek zorunda olacaksınız. | Open Subtitles | والرجل الذي كان يحدق بالشمس لـ50 سنة لا بد ان يرمش |
| İmkansızı başaracaksan ellerini kirletmek zorundasın. | Open Subtitles | لا بد ان تتسخ يداك للوصول للمستحيل |
| Evlat, "evet" diyene kadar beklemek zorundasın. | Open Subtitles | يابني لا بد ان تنتظر الى ان تقول موافق |
| Ama yapamıyorum. Sen yapmak zorundasın. | Open Subtitles | لكنني لا أقدر لا بد ان تفعل انت |
| Stevens'ı istiyorsan önce beni geçmek zorundasın. | Open Subtitles | اردت ستيفنز... لا بد ان تعبر من خلالي |
| Onunla konuşmak zorundasın. | Open Subtitles | لا بد ان تحدثها |
| Gitmek zorundasın. | Open Subtitles | لا بد ان تذهبي. |
| Çocukluğumdaki odama dönmek zorunda kaldığımda beş parasızdım. | Open Subtitles | عندما كان لا بد ان ارجع الى غرفة نوم طفولتي لانني لم اكن احصل على شيء لاسمي |
| Ülkeden kaçmak zorunda kaldık... ama bir şekilde... kocamı ve kızımı yakalamayı başardılar... ve bu onları son görüşüm oldu. | Open Subtitles | كان لا بد ان نهرب من البلاد وبطريقة ما استطاعوا العثور على زوجي وابنتي |
| Evet, efendim, tüm birimleri göndermek zorunda kaldık. | Open Subtitles | لا بد ان الوضع مجنون مع كل سيارات نقل المشتبهين؟ |
| Birisine söylemek zorunda hissettim. | Open Subtitles | أنا فقط كان لا بد ان اخبر شخص ما |
| Eski asker. Organize olmak zorunda. | Open Subtitles | خلفية عسكرية لا بد ان يكون منظما |
| Bu saçmalıkları kesmek zorunda! | Open Subtitles | لا بد ان ينهي هذه التفاهات |