"حكم" - Traduction Arabe en Turc

    • karar
        
    • hüküm
        
    • cezası
        
    • hakem
        
    • mahkum
        
    • kararı
        
    • ceza
        
    • karara
        
    • kuralı
        
    • hükmü
        
    • yönetmek
        
    • ın
        
    • kararını
        
    • jüri
        
    • cezasını
        
    Patronuyla görüşecek. Yargıç, kendisi hükümde bulunursa ne yapmaları gerektiğine karar verecekler. Open Subtitles سوف يتشاور مع رئيسه في حال إن قام القاضي بإصدار حكم قضائي
    İsmi Paco Molinas. Geçen ay soygun ve cinayetten hüküm aldı. Open Subtitles هذا باكو موليناس حكم عليه الشهر الماضي لجرائم السرقة و القتل
    Basit mantık şu, eğer birini öldürürseniz, o zaman idam cezası alırsınız. TED المنطق البسيط يقول أنك إذا قتلت شخصاً ما، فإنك ستتلقى حكم الإعدام.
    sportmenliği ve fair play'i garantilemek için Alman organizatörler tarafsız bir hakem görevlendirdiler. Open Subtitles للتأكد من اللعب النظيف و البطولة الطيبة المنظم الالمانى اختار حكم محايد للمباراة
    Donny Faster müebbet hapse mahkum. Şartlı tahliye hakkı da yok. Open Subtitles دوني فاستر تخدم حكم بالسجن مدى الحياة بدون إمكانية إطلاق السراح.
    Kocanızı serbest bıraktım çünkü onu tutmak için mahkeme kararı yoktu. Open Subtitles لقد اطلقت سراح زوجي لعدم وجود حكم محكمة ينص على حبسه
    Caroline'nin yanlış bir seçim yaptığı çok açık ama... sence hapiste bir gece yeterli bir ceza değil mi? Open Subtitles روبرت ، كارولين إستعملت حكم سيئ جداً بشكل واضح لكن ألا تعتقدين أن قضاء ليلة في السجن عقاب كافي؟
    Jürinin değerli bay ve bayanları, sanırım bir karara vardınız. Open Subtitles السادة والسيدات من هيئة المحلفين أعتقد أنكم اتفقتوا على حكم
    Birden bire Commodus şehrin yönetimine dâhil olmak istediğine karar verdi. Open Subtitles قرر كومودوس دون سابق انذار أنه يريد المشاركة في حكم المدينة
    Söylediğini yapabilme! ...ve ani karar verebilme".Bu felsefeyle bir tanker filosu satın almıştım. Open Subtitles حكم سريع لقدأشتريت أسطول ناقلات بهذة الطريقة
    20 yıl önce yapmadığın bir şey yüzünden hüküm giydiğini biliyorum. Open Subtitles أعلم بأنّهُ حكم عليكَ على أمرٍ لم ترتكبه قبل 20 سنة
    Sami Osmakac bombalı araç sandığı şeyi yerine götürmeye teşebbüs ettiğinde tutuklandı, hüküm giydi ve 40 yıl hapis cezası aldı. TED عندما حاول سامي أوسماكاش تسليم ما اعتقد أنها كانت سيارة مفخخة اعتقل وأدين و حكم عليه بالسجن 40 عاما
    Tutuklunun iki müebbet hapis cezası var. Kaybedecek hiçbir şeyi yok. Open Subtitles هذا السّجين حكم علية بالسجن المؤبد مرتين هو لا يصبح طليق
    Öyleyse bu, idam cezası karşıtı bir avukatın yaptığı bir aldatmaca olabilir. Open Subtitles لذا، فيمكن أن تكون هذه الوثائق خدعة من محامي يعادي حكم الإعدام
    İlişkilerde yaşanan kavgaların, Madison Square Garden'dakilerden farkı hakem olmamasıdır. Open Subtitles أسوأ شئ بالشجار في العلاقات هو أنه لا يوجد حكم
    Hayatımda ilk defa, oyuncudan daha çok terleyen bir hakem görmüştüm. Open Subtitles كانت هذه أول مرة أرى فيها حكم يعرق أكثر من اللاعبين.
    ...birazcık sinsemilla yüzünden beni 25 ila müebbet hapse mahkum etti. Open Subtitles القاضي الأبيض حكم عليَ بالسجن 25 عام من أجل بعض المخدارت
    Şaka bir yana, hepimiz bu meselenin çözülmesini istiyoruz mahkûmiyet kararı çıkacağına inanıyoruz. Open Subtitles بكل جدية، نريد تسوية هذه المسألة فلنبقِ المعنويات عالية في ظل وجود حكم
    Caroline'nin yanlış bir seçim yaptığı çok açık ama... sence hapiste bir gece yeterli bir ceza değil mi? Open Subtitles روبرت ، كارولين إستعملت حكم سيئ جداً بشكل واضح لكن ألا تعتقدين أن قضاء ليلة في السجن عقاب كافي؟
    Söylediğim tek şey, adil ve doğru bir karara varmadan önce davanın her yönünü ele almak zorundayız. Open Subtitles كل ما أقوله هو الوصول إلى حكم منصف وعادل، علينا أن نحلل كل جانب من جوانب هذه القضية.
    Gibi. Ama herhangi biri adil olmadığını düşündüğü herhangi bir kuralı veto edebilir. Open Subtitles بالتأكيد، ولكن يحق لأي شخص الاعتراض على أي حكم يعتقد بانه غير عادل.
    Böylece, kanser yeniden belirene kadar bir yıl geçti. Beraberinde yeni bir ölüm hükmü geldi, bu kez 9 ay. TED فمرت سنة قبل ان يرجع السرطان كما يفعل عادة ومعه يأتي حكم اعدام آخر وهذه المره تسعة اشهر
    Asla seninle evlenmek istemedim. Asla o pis yeri yönetmek istemedim. Open Subtitles لمْ أرد الزواج بك قطّ ولمْ أرد حكم ذلك المكان القذر
    Eğer çocuk dediğiniz gibi kabahatliyse, ki ben bu tür konularda Yüce Han'ın kararlarından asla şüphe etmem, o zaman ben de onun kadar suçluyum. Open Subtitles إذا كان الفتى مُلام كما تقول وأنا ليس لدي أي سبب للشك في حكم الخان الجيد في مثل هذه الأمور فأنا مُلام بقدر مساوٍ له
    İşte bu yüzden bu mahkemenin kararını size açıklamakta hiç bir tereddüt duymuyorum, Open Subtitles إني لا أتردد مطلقاً في إعلان حكم المحكمة, وهو أنك،
    Benimle ilgili o şarkı çıktıktan sonra benim için tarafsız bir jüri bulamadılar. Open Subtitles لم أحصل على هيئة حكم نزيهة و بعد ذلك خرجت تلك الأغنية عليّ
    Ayrıca bana Mississippi Eyaleti idam cezasını muhafaza etmek isteseydi, o zaman hey, jüriler için danışmanlık sağlamak zorundaydı dedi. TED وأخبرني كذلك أنه إن كانت ولاية ميسيسبي تريد إبقاء حكم الإعدام، فعليهم كذلك أن يوفروا المساعدة النفسية للمحلفين

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus