Adım Henry Evans. 29 Ağustos 2002 tarihine kadar kendi Amerikan rüyamı yaşıyordum. | TED | اسمي هنري إيفانز، وحتى 29 أغسطس 2002، كنت أعيش نسختي من الحلم الأميركي. |
Böylesine bir çevrimiçi evrende yaşıyordum, kendi dünya görüşüm bana geri yansıtılıyordu. | TED | كنت أعيش في عالم علي الانترنت والذي عكس نظرتي للعالم مرة أخرى |
Tüm bu zaman şehirde yaşıyordum, çünkü, doğrusu, ağaçlardan korkuyordum. | TED | كل هذا الوقت كنت أعيش في المدينة ، لأنه ، لأكون صادقة ، كنت خائفة من الأشجار. |
Yanlış anlamayın, son birkaç yıldır iyi yaşıyorum | Open Subtitles | لا تفهموني بشكل خاطئ, لقد كنت أعيش بوضع ممتاز طوال تلك السنوات |
Seninle tanışmadan az önce bir süre Londra'da yaşadım. | Open Subtitles | قبل وقت ليس بطويل من التقائنا، كنت أعيش في لندن لفترة من الزمن |
Ödüller kazanıyordum. Kendi dairemde yaşıyordum. | TED | كنت أفوز بالجوائز. كنت أعيش في شقتي التي أملكها. |
3 yıl önce karavanım ile Wal-Mart otoparkında yaşıyordum. Bugün ise TED'de konuşuyorum. | TED | قبل ثلاث سنوات كنت أعيش في الفان في موقف السيارات لوول مارت. واليوم أنا أتحدث في تيد. |
Ben Hindistan'da yaşıyordum, o Amerika'da. | TED | كنت أعيش في الهند. كانت تعيش في أمريكا. |
Oregon'da, Castle Rock adında küçük bir kasabada yaşıyordum. | Open Subtitles | كنت أعيش في بلدة صغيرة في أوريغان تدعى كاستل روك |
Karton kutuda yaşıyordum... ızgaralarda uyuyorum, çöpten çıkanları yiyorum. | Open Subtitles | كنت أعيش في صندوق كرتوني، أنام على القضبان، وآكل من صناديق النفايات، وأنتِ؟ لا أستطيع أن أشتكي. |
İsyan çıkana kadar hapsanede annemle yaşıyordum. | Open Subtitles | كنت أعيش في السجن مع أمي عندما حدثت الإضطرابات |
YanIız başıma bir göI kenarı evinde yaşıyordum. | Open Subtitles | كنت أعيش وحيدا فى كوخ صغير قرب بحيره ليست بعيده عن أثينا |
Athena'ya yakın bir gölün yanındaki küçük bir klübede yalnız yaşıyordum. | Open Subtitles | كنت أعيش وحيدا فى كوخ صغير قرب بحيره ليست بعيده عن أثينا |
Jicarillalarla yaşıyordum. Herhalde beni onlardan biri sandı. | Open Subtitles | كنت أعيش مع جيكاريلا أظن أنه أعتقد أنني أحدهم |
"Son sekiz aydır 1885 yılında mutlu bir şekilde yaşıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أعيش في سعادة خلال ثماني أشهر في عام 1885. |
Getto katliamından beri Krakow'da sahte kimlikle yaşıyorum. | Open Subtitles | كنت أعيش في كاراكو بأوراق مزيفه منذ مذبحة الجيتو |
Yıllarca uzaya gidebilmek için yaşadım. | Open Subtitles | لسنوات عديدة, كنت أعيش فقط في الفضاء الخارجي |
Ben senin yaşındayken, o kadar denize yakın yaşardım ki tadını alabilirdim. | Open Subtitles | عندما كنت في سنك .. كنت أعيش بجانب البحر ، وأتذوق مياهه |
Uzun yıllar yaşadığım Doğu Londra'nın yoksul bir kısmında pratisyen. | TED | وهو مُمارس عام في منطقة فقيرة في شرق لندن، حيث كنت أعيش لعدة سنوات. |
Sanki durgun bir havuz içinde yaşıyor gibiydim ve kanser beni daha büyük denizden ayıran kaya parçasını dinamitledi. | TED | كان كما لو كنت أعيش في بركة راكدة والسرطان فجر الصخرة التي تفصل بيني وبين البحر الأكبر |
Kansas'ta burası gibi ufak bir kasabada oturuyordum. | Open Subtitles | كنت أعيش فى مدينة صغيرة فى كنساس قبل قدومى هنا |
Geçen tüm şu yıllarda, bir toplum içinde yaşıyormuşum, haberim yok. | Open Subtitles | كل تلك السنوات كنت أعيش داخل مجتمع، لم تكن لدي فكرة |
Ben yoğurt adamla yaşarken, her şey basit ve güzeldi. | Open Subtitles | عندما كنت أعيش مع فتى الزبادي، كان الأمر بسيطا وجميلا |
Uzun bir zaman boyunca iki farklı hayatı birden yaşadığımı hissettim. | TED | لفترة طويلة من حياتي أحسست كأنني كنت أعيش حياتين مختلفتين |