"لا يستطيع" - Traduction Arabe en Turc

    • bile
        
    • edemez
        
    • edemiyor
        
    • olamaz
        
    • seni
        
    • onu
        
    • asla
        
    • alamaz
        
    • edemeyen
        
    • alamıyor
        
    • hiçbir
        
    • o
        
    • ki
        
    • hiç
        
    • yapamaz
        
    Kendi annesini bile işe bırakamıyorsa, başlarım ben öyle çocuğa araba vermeye! Open Subtitles إن كان لا يستطيع توصيلك للعمل فسأكون سافلاً إن حصل على سيارة
    Kimse onun için endişelenmiyor diye şikayet edemez en azından. Open Subtitles حسناً، هو لا يستطيع الشكوى ولا يجد من يقلق عليه.
    Doktor hareket edemiyor o da etkilendiğinde hareket edemiyordu, demek ki... Open Subtitles الدكتور لا يستطيع التحرك و عندما كانت ممسوسة، لم تستطع التحرك
    Saygınlığını kaybetmesi gerek böylece benim aklanmama engel olamaz, doğru mu? Open Subtitles أنت تحتاجه أن يفقد مصداقيته هكذا لا يستطيع إيقاف تبرئتي، صحيح؟
    seni duyamaz, salak. Neden gidip bir tane daha almıyorsun? Open Subtitles لا يستطيع سماعك أيها الأبله، لمَ لا تشتري واحدة أخرى؟
    onu kafeslemeye çalışmıştım, ...ama bu ihtiyar kuş, kafeslere dayanamıyor. Open Subtitles حاولت حبسه مسبقا ولكن هذا الطير لا يستطيع تحمل الحبس
    o istediği her şeyi yapabilir, ama... asla sözünden dönmez. Open Subtitles يستطيع عمل أيّ شيء، لكنّه لا يستطيع التراجع عن كلمته
    Köşede bile olmaz. Griss bu gece bu serseriye tahammül edemez. Open Subtitles ولا حتى فى الزاوية جريس لا يستطيع ان يظل مذعورا الليلة
    Eğer bunu en yakın arkadaşım bile kabul edemiyorsa bir kadın nasıl eder? Open Subtitles إذا كان صديقي لا يستطيع أن يتقبل ذلك كيف سأتوقع بأنه تتقبله إمرأة؟
    ...sonuna kadar savaşacağını da biliyorlardı ve beni önündeki bir kese kağıdını bile vuramayan silahsız bir çocukla buraya gönderdiler. Open Subtitles ، ويعلمون أنه يحارب حتى آخر لحظة ، وأرسلونى هنا مع فتى غير مسلح . الذى لا يستطيع أن يقاتل
    Arkadaşım böyle güzel şeyleri çok sever, kendini kontrol edemez. Open Subtitles صديقى يحب الأشياء الجميله جداً لا يستطيع السيطره على نفسه
    Böylece hiç kimse bir ajanın gerçek kimliğini takip edemez. Open Subtitles بهذه الطريقة، لا يستطيع أي أحد، تعقّب هوية العميل الحقيقية
    Tek kitaplık bir hadise. Kabul edemiyor bunu! Haksız mıyım? Open Subtitles هو ظاهرة الكتاب الواحد,ولكنه لا يستطيع تقبل ذلك,هل انا محقة؟
    Erkek, güzel bir piliç görür ve merakına engel olamaz, bilirsiniz. Open Subtitles رجل يرى فرخ جميل.. و لا يستطيع المساعده سوى أن يكون فضولياً..
    Şimdi gideceğimiz yerde, baban seni bir daha hiç incitemeyecek. Open Subtitles سنأخذك الى مكان لا يستطيع فيه أبيك أن يؤذيك مجدداً.
    Sadece görünüşünden dolayı değil onu korumasına izin verdin ama o kendini koruyamadı. Open Subtitles لكنّك تركته يذهب لحمايته فقط هو لا يستطيع أن إحم نفسه. تعتقد ذلك؟
    asla şan şöhret sahibi olamayacak çünkü çok sıkıcı bir işi var. Open Subtitles انه لا يستطيع فعل اى شئ للعالم لانه لديه عمل حقيقى ممل
    Ağzı avının etrafında gergin bir şekildeyken yılan normal bir şekilde nefes alamaz. Open Subtitles ومع تمدد وإتساع الفم بإحكام حول الفريسه لا يستطيع الثـعبان التنفس بطريقه طبيعيه
    "Hayatın basit zevklerini takdir bile edemeyen birine burayı nasıl veririm?" Open Subtitles كيف أعطي هذا المكان لرجل لا يستطيع تقدير أبسط ملذات الحياة
    Bu ilk aldatması da değil, bazıları hayatlarını kontrol altına alamıyor işte. Open Subtitles لن تكون خيانته الأولى لي كذلك لا يستطيع بعض الناس تسوية حياتهم
    Bize hiçbir şey vermeden, söylediklerimizin hiçbirine kulak asmadan, üzerimizde kendi yasalarını yürütebiliyorlar. Open Subtitles هو لا يستطيع أن يدفعنا لشيء ويمرر قوانينه دون الإصغاء لكلمة واحدة نصيغها
    Kültürel olarak, ailesine ekmek getirmesi bekleniyor, ama o bunu yapamıyor. TED حسب العرف، يتوقع منه أن يعيل أسرته، لكنه ببساطة لا يستطيع.
    Fakat halk tarafından makbule geçmeyen şey şu ki aslında, deneyler gitgide daha iyi oluyor ve bunun sonucunda, gitgide daha hızlı yapılıyor. TED و لكن هناك شيء لا يستطيع عامة الناس تقديره في الحقيقة ، ان التجارب في تحسن مستمر و عليه ، فقد اصبحت اسرع
    Lowell Bergman, geri çeviremeyeceği bir kaynağa daha hiç rastlamadı. Open Subtitles الرجل الناجح الذي لم يقابل مصدرا لا يستطيع أن يغيره
    Parayı villada onların bulması için bıraktığımız zaman, kimse bize bir şey yapamaz. Open Subtitles لا طالما نترك المال في القصر لكي يجدوه لا يستطيع أحد أن يلمسنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus