Genç kızın birinin büyüsüne kapılmışsın yine. Tüm kontrol sendeymiş gibi hissettirmiş. | Open Subtitles | مستعبد لفتاتة أصغر بكثير , والتي تسمح لك بالشعور بانك مسيطر تماماً |
Amirim, o polisler yoluma çıkana kadar her şey kontrol altındaydı. | Open Subtitles | أيها القائدة لقد كنت مسيطر على الأمر حتى ظهر شرطيان الدورية |
Yedi defa bıçaklanırken durumu nasıl kontrol altına almış olabilir? | Open Subtitles | في أي جزء يتلقى 7 طعنات يكون مسيطر على الأمر؟ |
kontrollü sahada uçmaktasınız. Sizinle ilgili bir uçuş planı bildirilmedi. | Open Subtitles | أنت تطير في مجال جوي مسيطر عليه ليس لدينا اي اخبارية عن رحلتك |
Kıskançlık, kıskançlıktan bahsetmek gerçek bir tabu, ama eğer modern toplumda tek baskın duygu varsa, o kıskançlıktır. | TED | الحسد، ان ذكر الحسد امر محظور , و لكن ان كان هنالك شعور واحد مسيطر على المجتمع الحديث، فهو الحسد |
Tamam memur bey. Teşekkürler. Her şey kontrolüm altında. | Open Subtitles | كل شيء على ما يرام أيها الضابط شكرا لك أنا مسيطر على كل شيء |
kontrolün sende olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريدك ان تكون مسيطر لذا ، إذ شعرت انك مهدد أو منتشي |
Tüm uyduları şifreli bir bant kontrol ediyor. | Open Subtitles | كُلّ الأقمار الصناعية مسيطر عليها مِن قِبل شريط مشفر. |
Benim gangsterler tarafından kontrol edildiğime dair bu davalarda serbestçe suçlama yapılması haksızlıktır. | Open Subtitles | أظن ليس من العدل السماح بالتعبير عن هذا الأمر علنًا الذي يتم طرحه من قبل هذه الجلسات، بأنّي مسيطر من قبل رجال العصابات. |
Gerçek şu ki bu adamda Puppet Master tarafından kontrol edilen başka bir kukla. | Open Subtitles | الحقيقه هي ان هذا الشخص لعبة اخرى مسيطر عليه من قبل سيد اللدميه |
kontrol edilen metabolizma, bilgisayar destekli beyinler, – | Open Subtitles | مسيطر عليها من قبل الايض ،ادمغة حاسوبيه محسنه |
...açık mutfak, kirası kontrol altında, ayda 680 dolar artı ilk ve son ayın kirası, yani harika. | Open Subtitles | الأكل في المطبخ, الإيجار مسيطر عليه, 680دولار في الشهر, لذا ذلك رائع. |
Ondaki gelişme nadir görülür ve bir nedenle kontrol dışı. | Open Subtitles | إختراقاتها متقطعة ويبدو الى حد ما غير مسيطر. |
Evde, kontrollü bir çevrede kalabileceğimizi düşündüm. | Open Subtitles | لذا فضلت أن نبقى في المنزل في بيئة مسيطر عليها حيث لا يمكن لأي عمل ان يزعجنا |
Fiziksel frenler, bilgisayar kontrollü manyetik sistemlerle birleştirilmiştir. | Open Subtitles | الكابحات الطبيعية مندمجة مع نظام مغناطيسي ذلك مسيطر عليه بالحاسوب |
Kim. Bak. Mike baskın erkek ve üvey baba. | Open Subtitles | كيم إسمعي مايك مسيطر على الوضع وهو زوج امها |
İçiniz rahat olsun, her şey kontrolüm altında. | Open Subtitles | و لكن لا بأس، لطمأنتكم انني مسيطر على كل شيء |
kontrol onda. Eğer kontrolün sende olduğunu sanıyorsan... | Open Subtitles | الأمر تحت السيطرة إذا كنت تظن أنك مسيطر على الموضوع |
- Bunu ben hallederim. - Neden sen veli toplantısına gitmiyorsun? | Open Subtitles | أنا مسيطر على الوضع, حسناً لم لا تذهب لاجتماع المعلمين ذاك؟ |
Kocanızın, kontrolü altında olduğunu sandığı şey kesinlikle öyle değil. | Open Subtitles | إن زوجك يظن بأنه مسيطر على وضع في الحقيقة هو على خلاف ذلك |
Şu anda hiçbir şeyi kontrolümde hissetmiyorum. | Open Subtitles | حسناً، الآن لا أشعر أنني مسيطر على أي شيء |
Çevreye dev kaktüs ormanları hakim. | Open Subtitles | المنظر الطبيعي مسيطر عليه بغابة الصبّار العملاقة |