| Üzerinden geçirmek diğer taktikten daha etkili bir taktikmiş gibi görünüyor. | TED | إذ يبدو أن التلويح بالقالب هي الاستراتيجية الأكثر فاعلية من الأخرى. |
| Daha başlangıç aşamasında, ama şu an bu şekilde görünüyor. | TED | إنها في المراحل الأولى، لكن هذا ما يبدو عليه حاليا. |
| Kendisi zatürre ve yoğun bakıma ihtiyacı varmış gibi görünüyor. | TED | لديه التهاب رئوي، و يبدو انه يحتاج إلى عناية مركزة. |
| Bu neye benziyor, 20 milyar dolar, 100 dolara bir ton mu? | TED | لذا كيف يبدو ذلك، 20 مليار دولار أي 100 دولار لكل طن؟ |
| Anlaşılan beyaz erkeklerin klitorisi bulmakla ilgili bir sorunu var. | TED | يبدو أن الرجال البيض يواجهون مشكلة في التعرف على البظرين. |
| Şuna bir bak. Biraz heyecan. - Lucia, sana uygun gibi görünmüyor mu? | Open Subtitles | ألق نظرة يبدو هذا مثيرا ماذا حدث مقتل تاجر اعمال فنية في بالبوا |
| Ayrıca insan beyni kullandığı enerji miktarı bakımından da özel görünüyor. | TED | يبدو أيضاً أن دماغ الإنسان يتميز أيضاً بكمية الطاقة التي يستهلكها. |
| Yani bunların hepsinin kendine-benzer özelliği var: parça bütün gibi görünüyor. | TED | و كل هذه لديها خاصية التشابه الذاتي : الجزء يبدو كالكل. |
| Çocuk güvenliğine yönelik kuralların ulaşabileceği çılgınlık seviyesinin sınırı yok gibi görünüyor. | TED | لا يبدو أن هنالك حد للهوس في لوائح سلامة الأطفال التي لدينا |
| Bugün, özellikle iklim değişikliğiyle soruna doğru ilerliyoruz gibi görünüyor. | TED | اليوم، خصوصاً مع الاحتباس الحراري، يبدو أن مستقبلنا مليء بالصعاب. |
| Evren sonsuz gibi görünüyor -ki öyle- ama gözlemlenebilir evren sonlu. | TED | يبدو كعالَمٍ غير محدود، وهو كذلك ولكنَّ العالم المَرئي محدود ومتناهي. |
| Fakat olan şey şu gibi görünüyor, yapay zekâ otoyolda giden kamyonları saptamayı öğrenmişti, yani kamyonları arkadan göreceğimiz bir şekilde öğrenmişti. | TED | لكن ما يبدو وكأنه حدث هو أنه تم تدريبه للتعرف على الشاحنات في الطريق السريع حيث قد تتوقع رؤية الشاحنات من الخلف. |
| Peki tüm bunlar deniz yaşamına nasıl görünüyor, onlar ne duyuyor? | TED | إذا كيف يبدو كلّ هذا الصخب بالنسبة للحياة البحرية، ماذا يسمعون؟ |
| Bunlar enjeksiyon kalıplama ile yapılan parçalara benziyor, geleneksel 3B üretimden çok farklılar. | TED | فهذا يبدو مثل اﻷجزاء المصنوعه بالصب. المختلف كليا عن الطباعه ثلاثية اﻷبعاد التقليدية. |
| Şimdi bu enkaz Hawaii plajlarını yıkadığı zaman buna benziyor. | TED | الآن، عندما يقذف المحيط بالركام على شواطئ هاواي يبدو هكذا |
| Sarışına benziyor, gri değil. Sarışın kızla bir ilgin var mı? | Open Subtitles | يبدو انه من تأثير الشقراء كيف انت لك علاقة بالشقراء ؟ |
| Anlaşılan, eskiden ordudaymış. Siz de selam verin, bakalım ne yapacak? | Open Subtitles | على ما يبدو كان في الجيش رد التحية وسترى ما سيفعل |
| Burada hiç güvenlik varmış gibi görünmüyor ama sessiz hareket etsek iyi olur. | Open Subtitles | لا يبدو أن هناك حراسة ليلية لكن من الأفضل لنا أن نتحرك بصمت |
| Bu listeye baktığımda -- benim için yaşayanların Zebur'u gibiydi -- farkına vardım ki, bunu kızlarımız için yapmış olsakta, biz de beraberinde çok değişmiştik. | TED | وكما انظر اليه اليوم .. انه يبدو كما لو انه ترنيمة عيش لقد ادركت .. ان ما كنت اقوم به لبناتي قد غيرني انا ايضاً |
| çok bir şeye benzemiyor, ama bu oldukça uzun bir bisiklet. | TED | انظروا لا يبدو جيداً .. ها .. انها دراجة هوائية طويلة |
| çok nadir başvuruluyor. Dördüncü madde Sanırım bizim en büyük sorunumuz. | TED | في أعلام المدن الأمريكية. يبدو أن مشكلتنا الكبرى هي النقطة الرابعة. |
| Size söyleyecekleri çok önemli bir şey var galiba, efendim. | Open Subtitles | يبدو أنّ لديهم شيئـاً عـاجلاً ليحيطـوا علمكَ بـه يـا سيّدي |
| Elwood, bugün sana mektup geldi. Sanırım önemli, o yüzden odana koydum. | Open Subtitles | لقد وصلك بعض البريد اليوم يبدو أنه مهم لذلك وضعته فى غرفتك |
| Bak, kaba olmaya çalışmıyorum, fakat bu göründüğü kadar kolay değil, | Open Subtitles | لا أريد أن أكون فظا لكن ذلك ليس سهلا كما يبدو |
| Pekala, görünüşe göre uyku kaybı, açlık hormonu olan grelin hormonuna yol açıyor. | TED | حسنا، يبدو أن قلة النوم تؤدي إلى إطلاق هرمون غريلين، وهو هرمون الجوع. |
| Şimdi size gösterdiğim tüm bu salgınlar, şu anda kontrol altındalar ve görünen o ki; çok çok kısa sürede sonlanacaklar. | TED | حسنا ، كل هذه الأزمات التي عرضتها لكم هي تحت نطاق السيطرة حاليا و يبدو الوضع و كأنهم سوف يتوقفون بسرعة |
| kulağa çok teknik geliyor değil mi? Bu teknik bir terim. | TED | لكن هذا يبدو أمر تقني إنه مفهوم تقني من وجهة نظرهم. |
| İngilizce bir metnin görsel soyutlama bakış açısından böyle gözüküyor. | TED | هذا ما يبدو عليه نص بالإنجليزية من منظور تجريدي بصري. |
| çok büyük bir para gibi geliyor; çok büyük bir para. | TED | يبدو هذا المبلغ كبيرا جدا ، نعم هو ضخم في الواقع. |