"alışık" - Traduction Turc en Arabe

    • معتادة على
        
    • معتاد
        
    • معتاداً على
        
    • أعتد
        
    • معتادا على
        
    • معتادين
        
    • أعتاد
        
    • متعود على
        
    • تعتاد
        
    • متعودة على
        
    • معتادون
        
    • مُعتاد على
        
    • تتعود
        
    • إعتاد
        
    • اعتادت
        
    Benim için de oldukça küçük düşürücüydü, o türden insanlarla uğraşmağa alışık değilim. Open Subtitles كان اذلالاً لي ايضا انا لست معتادة على التعامل مع أناس من صنفه
    Ancak işin ilginç yanı bu onların alışık olmadığı tarzda bir sorundu. TED ولكن الشيء المثير للإنتباه هو أن السؤال كان بالنسبة لهم غير معتاد.
    Ama ama kızların bu konuyu öylece açmasına alışık olmadığımı da söylemeliyim. Open Subtitles يجبأنأقول.. لست معتاداً على أن الفتيات يكونن منفتحات للغاية حيال هذا الأمر.
    Ben de sevişmenin ortasında benden birden uzaklaşan erkeklere alışık değilim. Open Subtitles حسناً ، لم أعتد على أن يتوقف الرجال في منتص المداعبه
    Ben ağır işlere alışık değilim. Hep kaçtım bu tür işlerden. Open Subtitles لست معتادا على العمل الشاق كنت أحاول دائما أن أتجنبه
    Tiyatrodaki bu restoranın alışık olduğumuz tiplerinden oldukça farklıdırlar. Open Subtitles مختلفين تماما عما نحن معتادين عليه هنا في مطعم المسرح
    Evet. Hal, sadece, ben bunlara pek alışık değilim. Open Subtitles بالفعل، لكن أنت تعرف يا هال، لم أعتاد على كل هذا
    Kovboy filmlerini sevdiğimi itiraf etmeye alışık değilim. Open Subtitles حسناً ، أنا لست معتادة على الاعتراف لكني أحب الافلام الغربية
    Ana buna alışık. O iyi kalpli bir ihtiyar. Open Subtitles أنيزكا معتادة على فعل هذا الشيء، إنها عجوز جيدة
    Tüm olanlar için üzgünüm. İçmeye alışık değilim. Open Subtitles يؤسفني ذلك، ولكنّني غير معتادة على الشراب
    Ve Kurt, sen bu tarz olaylara alışık olabilirsin ama ben değilim. Open Subtitles و كورت ربما قد تكون معتاد على هذه الدراما ولكن ليس أنا
    Böyle şeylere alışık değil. Hadi kostümünü giy Wilbur. Open Subtitles . إنه غير معتاد على ذلك . إذهب وضع أغراضك
    Gördünüz, Teğmen Lawrence halkım patlayıcılara ve makinelere alışık değil. Open Subtitles انت تفهم ،الملازم لورنس ان شعبى غير معتاد على هذه المتفجرات والالات
    Bu kadar değerli bir yükü taşımaya alışık değilim. Open Subtitles أنا لست معتاداً على حمل حمولات غالية كهذه
    Bu vakitlere pek alışık değilim. Bizim orada bu saatte biz uyanmıştık. Open Subtitles انا لست معتاداً على هذه الساعات , في موطني , نكون في هذا الوقت على وشك الاستيقاظ
    Bu kadar geç saatte yolu arabalarla paylaşmaya pek alışık değilim de. Open Subtitles لم أعتد على رؤية السيّارات على هذا الطريق في هذا الوقت المتأخّر.
    Çok cömertsin. Yabancılardan iyilik görmeye alışık değilim. Open Subtitles كان ذلك كرم شديد منك فلست معتادا على الطيبة من الغرباء
    Ayrıca dalgıçlar 90 metrenin altına gitmeye alışık değiller. Open Subtitles و أيضاً لأن الغواصون غير معتادين على الهبوط تحت 300 قدم.
    Sadece, sabahın köründe kalkmaya alışık değilim. Fransızcam için özür dilerim. Open Subtitles لا أعتاد النهوض في الفجر، أعذروا فرنسيتي.
    Saygısızlık alma ama hep yoluma çıkacak. Bir ortağım olmasına alışık değilim. Open Subtitles لَكنّه سيعيق طريقي لَست متعود على إمتلاك شريك
    Jackie, suçlu falan değil. Kötü davranışlara alışık değil. Open Subtitles جاكي ليست مجرمة ، ولم تعتاد هذا النوع من المعاملة
    Artık alkole alışık değilim. Ama kendimi daha iyi hissediyorum. Open Subtitles لست متعودة على أي كحول أكثر لكن أنا أحسن الآن
    Siz sürekli ölümle yüzleşmeye alışık olabilirsiniz ama ben değilim. Open Subtitles لربّما أنتم معتادون على مواجهة الموت طوال الوقت على عكسي.
    Ben sadece hastamla konuşurken birinin sözümü kesmesine alışık değilim. Open Subtitles آه، إنّني فقط غير مُعتاد على شخص يقاطعني عندما أتحدّث مع مريض.
    Sosyal hayata alışık değil. Open Subtitles انها لم تتعود على الحياة العامّة لا تستطيع تحملها
    Korkarım istihbarat protokolleri sizin alışık olduklarınız gibi basit değil. Open Subtitles أخشى بأن بروتكول مجتمع الإستخبارات ليست بهذه البساطة كما إعتاد شخصاً مثلك
    Dert etme. Emily telefonun gecenin yarısı çalmasına alışık. Open Subtitles ايميلى اعتادت على أجراس التليفونات فى منتصف الليل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus