"في مركز" - Translation from Arabic to Turkish

    • merkezinde
        
    • Merkezi'
        
    • 'da
        
    • salonunda
        
    • merkezinden
        
    • istasyonunda
        
    • merkezine
        
    • karakolunda
        
    • merkezindeyiz
        
    • merkezindeyim
        
    • merkezindeydim
        
    • daki
        
    • 'deki
        
    • AVM'
        
    • merkezindeki
        
    Bunu yaptığım için bir yıl hapsedildim bir değerlendirme merkezinde. Aslında bir gözaltı merkeziydi. Gerçek bir hapishaneydi gençler için. TED لأني قمت بذلك، تم سجني لعام في مركز التقييم، والذي في الحقيقة كان مركز الحبس الاحتياطي. كان سجن ظاهري للشباب.
    Ve bu şeyler ağırlık merkezinde kalmazlar, ama zamanla, oraya doğru çekilirler. TED ولكن هذه الأشياء لا تبقى في مركز الجذب، بل تنجذب لهذا المركز.
    Vatandaşlık İşleri Merkezi'nde çalışan arkadaşlarıma göre, eğer ortada bir duyarsızlık varsa bu duyarsızlık seçmenden değil, sistemden kaynaklıdır. TED لكن كما يقول أصدقائي العبقريون في مركز التصميم المدني، إذا وجدت اللامبالاة، فإنها تأتي من النظام، وليس من الناخب.
    Jeffersonian'da çalışan diğer bilim adamları gibi Dr. Brennan'da bilimi içgüdülerine tercih eder. Open Subtitles مثل الجميع في مركز جيفيرسون أيتها الطبيبة برينان نفضل العلم على الجهاز الهضمي
    Hakikatten, bence rahmetli bir kongre salonunda karşımıza çırılçıplak mumyalanmış ve belinden çamaşırları düşmüş halde çıkmadan bunu yapmalıyız. Open Subtitles أعتقد أنه يجب علينا أن نقوم بالتشريح قبل تخزين الجثة عريانة، محنطة، و سحاب في بطنها في مركز مؤتمرات
    Amerikan yaşamının birleştirici merkezinden bir dizi kopuş gözlemliyorum. TED ما لاحظته هو زوج من الانشقاقات في مركز حياة الأمريكيين الموحد.
    İtiraf etmeliyim ki, seninle polis İstasyonunda tanıştığımda şaşırmıştım. Open Subtitles عندما قابلتك في مركز الشرطة أنني سحرت بك
    O deneyde bir elektrot maymunun beynindeki zevk merkezine yerlestirilmisti. Open Subtitles حيث قمنا بزراعة الترود في مركز التمتع في مخ قرد
    Yerel bir toplum merkezinde basın toplantısı tertiplemeyi teklif etti. TED فاقترح أن يقوم بتجهيز مؤتمر صحفي في مركز المجتمع المحلي.
    Bildiğimiz bütün galaksilerin merkezinde devasa bir kara delik bulunur. TED في مركز كل مجرة نعلم عنها يوجد ثقب أسود عملاق.
    Merkezi kalıcı olarak Silicon Valley'de, NASA Ames merkezinde olacak. TED سيكون مقره الرئيسي في سيلكون فالي في مركز أبحاث ناسا
    İstediğim şey, birşeylerin merkezinde olmak zorlanmak ve ilham almak. Open Subtitles الذي أُريدهـُ بأن أكون في مركز الأشياءِ، لكي أتحدّى وألهَمَ.
    Dandik bir komuta merkezinde çalışmak hiç de eğlenceli değil, değil mi? Open Subtitles إنه ليس ممتعاً جداً أن تعمل في مركز القيادة الرديء، أليس كذلك؟
    Kriz merkezinde çalışmak için gereken özelliklere sahip olduğuna emin misin? Open Subtitles مذهل هل أنت متأكدة أنك مؤهلة للعمل في مركز الأزمات النفسية؟
    Ama rica etsem bu gece Kontrol Merkezi'ne hiç gelme, olur mu? Open Subtitles ولكن هل يمكن لن تكون هنا في مركز المراقبة هذا كل شيء؟
    Birkaç hafta sonra da şarkı söylüyordum. Birkaç ay sonra Kennedy Center'de sahneye çıktım. TED وخلال بضعة اسابيع .. كنت أُغني وخلال بضعة اشهر أديت أدائي الاول في مركز كيندي
    Bence onu bekleme salonunda yalnız bırakmamalıyım. Open Subtitles لا أعتقد أنني يجب أن أتركها في مركز الاستقبال
    Buraya kırk beş dakika uzaklıktaki bir rehabilitasyon merkezinden senin için bir yer ayarladık. Open Subtitles لقد حجزنا لكِ مكاناً في مركز لإعادة التأهيل على بُعد 45 دقيقة من هنا
    - New Mexico seçim kurulu. Hanımefendi oyunuzu dün gece, Texico oy verme istasyonunda mı verdiniz? Open Subtitles مجلس انتخابات نيومكسيكو هل صوتت في مركز تصويت في تكسيكو ليلة البارحة؟
    Peşinden polis merkezine girip bir adamı rehin alır mıydın? Open Subtitles هل كنت ستمشى في مركز شرطة بعدها وتأخذ رجلا كرهينة؟
    Daha önce Daulatpur karakolunda çalışmış olabilir misiniz acaba, efendim? Open Subtitles هل أنت كنت في مركز الشرطة هذا من قبل سيدي؟
    Dünyanın en kapsamlı tedavi merkezindeyiz ve ne yapmamız gerekiyorsa, burada, birlikte yapabiliriz. Open Subtitles نحن في مركز أفضل عناية طبية في العالم , وأي ما نحتاج لفعله
    Sadece birkaç saattir çalışıyorum ve şimdiden destansı bir cinayet soruşturmasının merkezindeyim. Open Subtitles لقد بدأت بالعمل فقط من بضع ساعات وأنا فعلياً في مركز التحقيق في جريمة قتل ملحمية
    Alışveriş merkezindeydim, parlak bir ışık çıktı ve dışarı koştum. Open Subtitles لقد كنت في مركز تجاري و كان هناك هذا الضوء الساطع و أسرعت بالخروج... ..
    Orlando, Florida'da Epcot Center'daki bu su altı klavyesi insanların ve yunusların su altında birlikte çalışmaları ve bilgi alışverişi yapmaları için tasarlanmış olan en gelişmiş iki yönlü arayüzdür. TED هذه لوحة مفاتيح تحت الماء في أورلاندو بفلوريدا في مركز إبكوت، والذي كان بالواقع أكثر واجهات التصميم ذات الاتجاهين تطوُّراً حيث تسمح للبشر والدلافين بالعمل سويَّةً تحت الماء وبتبادل المعلومات
    Burası Dabian Dağları Orta Çin'deki Hubei eyaletinin uzak kısımları TED هذه هي جبال دابيان. في الجزء الأقصى من مقاطعة هوبيي في مركز الصين.
    12 yaşındaydım ve bir AVM'de keşfedilmiştim. TED كنت في عمر 12 عندما وقع اكتشافي في مركز تجاري.
    Tamam, şimdi, alışveriş merkezindeki bu kavgadan bahsetmek ister misin? Open Subtitles حسنا, هل تريد ان تخبرني ماذا جرى في مركز التسوق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more