"كان لابد" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerekiyordu
        
    • zorunda
        
    • mutlaka
        
    • gerekti
        
    • zorundaydım
        
    • olmalıydım
        
    • gerektiğini
        
    Resim yaparken dansetmem gerekiyordu. TED وبالنسبة لي، كان لابد أن أرقص لأجل أن أرسم.
    San Antonio'da atını rehinden alman gerekiyordu. Ve Wichita'da... Open Subtitles في سان انطونيو كان لابد لك ان تأخذ حصانك خارج العرقوب في وشيتا
    Sol göğsü altında kalan son cam parçasını çıkarmak zorunda kaldım. Open Subtitles كان لابد أن أزيل جزء زجاجي واحد أخير من صدره الأيسر
    - Şaşkın, mutlaka burada olmalı! Open Subtitles أنه فى المطعم أيها المتوارى كان لابد وأن تكون هناك
    Telsizin yanında değildi ve bizim çabuk hareket etmemiz gerekti. Open Subtitles أنت أغلقت اللاسلكي . و كان لابد أن نتصرف بسرعة
    Mazeret bulmak zorundaydım. Arama yaptığımı sanıyorlar. Open Subtitles كان لابد لي من التبرير يعتقدون اني انا ابحث
    Birşey söylemeliydim, biri olmalıydım. Open Subtitles كان لابد أن أقول شيء ما، أن أكون شخص ما.
    Tamam, güzel. Ona yüzümü yıkamam gerektiğini söyle. Open Subtitles حسنا, جيد أخبريه أنه كان لابد أن أغسل وجهي
    Çok sayıda gemi inşa edilmesi gerekiyordu. Open Subtitles كان لابد من الأسراع فى تصميمها وإنتاجها بأعداد هائله
    Akşam olmadan, onları Tamli köyündeki karakola ulaştırmamız gerekiyordu. Open Subtitles نحن كان لابد ان نصل إلي مركز الشرطة في القرية قبل الغروب.
    Stokların Normandiya'dan, 400 mil öteden gelmesi gerekiyordu ve çok azalmışlardı. Open Subtitles كان لابد أنت تنقل الإمدادات من نورماندي بطول 400 ميل ثم تناقصت الإمدادات بصورة خطرة
    Utanç verici! ama dişlerini fırçalamaları gerekiyordu, değil mi? Open Subtitles كان لابد منهم ان يغسلوا اسنانهم اليس كذلك؟
    Nasıl yaşayacağımı bulmam gerekiyordu. Bir iş buldum. Open Subtitles كان لابد أن أفهم كيف أعيش وجدت عملا جيدا
    Gizli görevdeyken yapmak zorunda oldukları şeyler yüzünden duydukları suçluluk. Open Subtitles يحسون بالاشياء التي كان لابد ان يفعلوها عندما كانوا متخفين
    Devlet dairesine taşındığımda ise tele konferans kurmak için birini aramak zorunda kalmıştım. TED عندما انتقلت إلى الوكالة الحكومية، كان لابد أن أتصل بأحدهم من أجل إجراء مؤتمر هاتفي.
    Bu benim üniformam. Kilo verince baştan dikmek zorunda kaldım. Open Subtitles هذا الزى الخاص بى كان لابد أن أعدلة عندما فقدت بعض الوزن
    mutlaka olması gerekirdi çünkü ne zaman bir araya gelsek mutlaka bir şeyler oluyor. Open Subtitles كان لابد أن يحدث لأنه أينما التقينا شيء ما دائما يحدث
    Her kimse, mutlaka hükümet adına çalışıyor olmalı çünkü bunların hepsi devlet malı. Open Subtitles مهما كان لابد و أنه يعمل لدى الرجل هذه الذخيرة هنا هى بكل تأكيد تخص الحكومة
    Tanrı aşkına! Evet! Ailemi kurtarmak için CTU'nun kurallarını çiğnemem gerekti! Open Subtitles اللعنه ، نعم ، فى الظروف الحاليه كان لابد ان اكسر القواعد لانقاذ عائلتى
    Maalesef son 12 saatte birkaç kestirmeden geçmem gerekti. Open Subtitles لسوء الحظ ، خلال الساعات الـ12 الماضيه كان لابد ان اخرق بعض القوانين
    araştırmadan herşeyi bıraktı,ben yardım için mecburen Karan'a sormak zorundaydım. Open Subtitles يسار بدون بديل كان لابد أن أطلب مساعدة كارن
    Fakat zihnim bana emrediyordu, bilirsin, emin olmak zorundaydım. Open Subtitles أخبرني عقلى بذلك, ولكن كان لابد لى فقط من التأكد
    Oğlumun bana ait olduğundan emin olmalıydım. Open Subtitles كان لابد أن أتأكد أن إبنى مازال ينتمى إلينا
    İşte o anda buraya seni göndermem gerektiğini anladım. Open Subtitles وعندما أصبح الامر واضحا كان لابد أن أرسلك إلى هنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more