"لوح" - Translation from Arabic to Turkish

    • tahtası
        
    • Tableti
        
    • tahta
        
    • tahtasını
        
    • tablet
        
    • salla
        
    • salladı
        
    • tahtasına
        
    • tahtanın
        
    • tahtam
        
    • tahtaya
        
    • tahtasında
        
    • tahtasından
        
    • tahtasının
        
    • kay
        
    Biliyorsundur, 'Huzur Veren' davasıyla ilgili bir cinayet tahtası varmış. Open Subtitles هل تعلم بأنها كانت تملك لوح الجرائم المتعلق بقضية السفاح
    Sonra onun suç tahtası için kullandığı kırmızı ipini buldum. Open Subtitles ثم وجدت الخيط الأحمر الذي يضعه على لوح الجرائم خاصته.
    Çekirdek Tableti tanımıyor. Open Subtitles انها لا تعمل لأن الصميم لا يتعرف على لوح التحكم
    Dişi erkek elemanlarıyla aynı meşeye bağlanmışlardı, tahta yumuşak olduğundan keskimle yontarak çıkarmayı başardım. Open Subtitles بوصلات نُقر ولسان في نفس لوح البلوط، ولكن بأشرطة من الخشب الناعم الذي يُمكن لأداتي خلعه.
    ki basitçe yazı tahtasını kurgu çizimleri için yenileyen çevrimiçi bir ortam. TED هذا ما هو إلا مساحة على الانترنت، و الذي هو – بكل بساطة لوح رسائل معدَّل و الذي يشجع الكتابة التعاونية للخيال.
    ve sadece küçük bir tablet bilgisayarında çizerek, bütün aydınlatma donanımı istediğin şekle giriyor. TED وهذا يتم عن طريق الرسم على لوح كمبيوتر، فتقوم المصابيح بالتغير الى الشكل الذي تريد.
    Ve bir sörf tahtası ile de beraber kullanılmak üzere tasarlanmıştır. TED وقد صممت هذه البذلة كي تتناسب مع لوح التزلج.
    Bu karolar, kompleks, kendi kendine düzenlenen bir satranç tahtası oluşturuyorlar. TED وكما ترون هذه البلاطات تتشكل بصورة ذاتية معقدة على شاكلة لوح شطرنج
    Skysurfing ayağa takılan bir sörf tahtası ile yapılan skydiving. TED والتزلج الهوائي بإستخدام لوح تزلج في الأقدام
    Eğer şeytan Tableti şeytanları cehenneme kapıyorsa sence melek Tableti bize ne yapacaktır? Open Subtitles إن كان لوح الكائنات الشيطانية بوسعه إبقائهم بالجحيم
    Şeytan Tableti'nin diğer yarısını arıyordum. Open Subtitles كنت أبحث عن نصف لوح الكائنات الشيطانية الآخر
    Eğer Şeytan Tableti Cehennemin Kapısı'nı kapatıyorsa Melek Tableti ne yapıyor? Open Subtitles لو كان لوح الشياطين يمكنه اغلاق بوابات الجحيم فماذا يمكن فعله بلوح الملائكة؟
    O zaman birlik levhasını gözlerinin önüne getir ki neden kutsandığını ve neden tahta çıktığını hiçbir zaman unutmasın. Open Subtitles ثم احمل عالياً لوح الوحدة أمام عينيه حتى يتذكر دائماً الغرض من تكريسه
    - Aynen. Ve sörf tahtasını yukarı kendisinin bağladığını söyledi. Open Subtitles وقال بأنه ربط لوح التزلج إلى سقف السيارة بنفسه
    Bu bir Goa'uld tablet aygıtı, Argos'da bulduğumuza benzer. Open Subtitles إنه لوح كتابة للجواؤلد مثل الذى وجدناه على أرجوس
    Merhaba ufaklık. Kameraya el salla. Open Subtitles مرحباً، أيها الصغير لوح بيديك إلى الكاميرا
    Seni görmek istedi, birkaç telefon etti sonra sihirli değneğini salladı ve puf! Open Subtitles يريد ان يتحدث معك لذا قام ببعض الاتصالات و لوح بعصاه السحرية و بوف
    Eğer yapışkan uç noktalarına, uçtaki DNA parçacıklarına bakarsanız, bir nevi satran. tahtasına benzediklerini görürsünüz. TED ولكن ان نظرتم الى الزوايا .. فان هذه الاجزاء من الحمض النووي تبدو وكانها تشكل لوح شطرنج ..
    tahtanın üzerinde en az bir hafta yatman gerekirdi. Open Subtitles يجب عليك ان تنامي على لوح خشبي لمده اسبوع على الاقل
    Bu benim ilan tahtam, en sevdiğim karikatürleri koyduğum yer. Open Subtitles هذا هو لوح النشرات حيث أنشر كل القصاصات التي أحبها من المجلات الهزلية انظر..
    Hayır, buraya seni tahtaya bantlayıp ağzına bez sokup içine su dökmeye geldim. Open Subtitles لا,أنا هنا لأحزِّمك في لوح وأضع قطعة قماش في فمك وأسكب الماء عليه
    Sanırım bu şey bir mesaj bırakmış. Ouija tahtasında... Open Subtitles أعتقد أن ذلك الشيء أنا لا أهتم لما يقوله ذلك الشئ على لوح أويجا
    Bir keresinde 12 yaşındayken, sıçrama tahtasından atlayıp... Open Subtitles لأننى ذات مرة عندما كنت فى الثانية عشر من عُمرى قفزت من على لوح الغطس
    Aslında bu logoyu ben tasarlamıştım. Sörf tahtasının üzerine koymuştum. Open Subtitles انا في الحقيقة صممت ذلك الشعار وضعته على لوح طويل
    Elbiselerini, kay kayını. Dylan'ın hastaneye getirdiği her şeyi almış. Open Subtitles ملابسه، لوح التزحلق وأي شيء قد جلبه معه إلى المستشفى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more