| Sanırım senato lejyonların komutasını şimdi de bana teklif ediyor. | Open Subtitles | هل أعتبر أن مجلس الشيوخ الآن يعرض علي قيادة الفيالق |
| Bu sunucuyu işleten kişi, kazanana büyük bir para ödülü teklif ediyor. | Open Subtitles | أي كان من يدير هذه اللعبه فهو يعرض جائزة مالية كبيرة للفائز |
| Sonra da bir şef tarafından hazırlanmış tarladan-sofraya yemeklerle ziyafet çekiyorlar. Şef, tarladaki tüm ürünleri en taze halleriyle sunuyor. | TED | ثم بعد ذلك، يتناولون وجبة على مائدة المزرعة يُعدّها أحد الطهاة والذي يعرض كل منتجات المزرعة في ذروة طراوتها تمامًا. |
| Yoksul bir eski mahkum yeni bir hayata başlamak için şehre geliyor... ve önde gelen yurttaşlardan biri de ortaya atılıp... ona mali yardımda bulunmayı öneriyor. | Open Subtitles | سجين سابق فقير يأتى إلى بلدة جديدة بحثاً عن بداية جديدة وأحد المواطنين المرموقين يعرض عليه مساعدة مالية |
| Smithsonian'da sergilenen kalıplar genç sanatçılara ilham veriyor. | Open Subtitles | القالب الذي يعرض في متحف سميثسونيان يعتبر مصدر الهام للفنانين الشباب |
| O film şu an orada oynuyor benimkinden çok daha iyi. | Open Subtitles | ذلك الفيلم الذي يعرض الآن هو أفضل من فيلمي |
| Hafif suçtan yakaladığım herkes standart bir anlaşma teklifi alır. | Open Subtitles | كل من أمسك به متلبساً بجنحة يعرض عليه اتفاق معياري |
| Bir iş için yeterli olmayan bir Denizciyi alıp başka bir göreve yollamanın insan hayatını tehlikeye attığına inanıyorum. | Open Subtitles | و أنا أؤمن بأن أخذ جندي ليس مؤهلاً للعمل و تكليفه بواجب آخر في مكان مختلف يعرض الأرواح للخطر |
| Bunu size karşı bir davası olmadığı için teklif ediyor. | Open Subtitles | هو يعرض عليك هذا فقط لأن ليس لديه قضية ضدك |
| İnsanları bağlamak için prim teklif ediyor ama o sırada... kafasına bir çuval geçirmiş vaziyette. | Open Subtitles | يعرض مكافأة من أجل ولاء الآخرين له بينما يضع كيساً على رأسه؟ |
| Tristan, İrlanda Kralı turnuvada kızını teklif ediyor ve kabilelerimizi bölüyor. | Open Subtitles | تريستان , الملك الأيرلندى يعرض إبنته كجائزة للفائز فى مسابقة القتال , ليقسّم قبائلنا |
| Bugün bir süpermarket size ortalama 45000 ürün sunuyor. | TED | تعلم ان متجر البقالة في المتوسط يعرض لكم 45،000 منتجا |
| Amazon.com, şuan PMS tedavisiyle ilgili 1,900'ün üzerinde kitap sunuyor. | TED | يعرض موقع امازن اكثر من 1.900 كتاب لعلاج ال PMS |
| Bermuda'da en iyi suitte kalıyoruz. Bu adam bana herşeyi sunuyor. | Open Subtitles | طرت لبرمودا ، اخذت الى افضل جناح هذا الرجل يعرض كل شيء |
| - K'tano bir ordu öneriyor. - Bizim yardımımıza ihtiyacı olan bir ordu. | Open Subtitles | كاتانو يعرض جيشا الجيش الذي يحتاج مساعدتنا |
| Kazanan İngiliz kabilesine kızını... ve Lionath topraklarını çeyiz olarak öneriyor. | Open Subtitles | إنه يعرض إبنته وأراضى ليوناث كهديّة للقبيلة الإنجليزية التى ستفوز بمسابقة القتال |
| Bu nedenle, en çok para yapan garsona ödül veriyor. | Open Subtitles | البطل يريد ليلة عظيمة الليلة. لذا هو يعرض جائزة الى النادل الأكثر مبيعا. |
| Çocukları ailelerinden almak için hukuki olarak yeterince incelemeden belediyelere sınırsız yetki veriyor. | Open Subtitles | إنها تعطي البلدية تفويضاً مطلقاً بأخذ الأطفال بعيداً عن والديهم بدون ما يكفي من المراقبة القضائية هذا يعرض الطفل للخطر |
| Ama sokağın karşısındaki sinemada "It's a Wonderful Life" oynuyor bittiğinde işlerin açılacağına eminim. | Open Subtitles | ولكن احياء البيت في الشارع المقابل يعرض حياة رائعة متأكد جدا سننظفه عندما ينتهون |
| Müthiş bir fikir veya para teklifi gelmedi. | Open Subtitles | لم تأتني أفكار عظيمة مبتكرة ولم يعرض أحد علي نقودا أكثر |
| -Ama gezegeni tehlikeye atacak bir şey yapmayacaktır. -Emin değilim, efendim. | Open Subtitles | لكنه لن يعرض الكوكب للخطر لست واثقة من هذا يا سيدى |
| Bu yüzden Chaz, benim otuz senelik TV programı sesimi kullanıp kişiselleştirilmiş bir ses yaratabilecek bir şirket bulmayı önerdi. | TED | ومن ثم اقترحت علي تشاز ان اطلب من شركة ان تؤلف لي صوتاً باستخدام برنامجي التلفزيوني الذي يعرض منذ 30 عام |
| Altı-telekli cennet kuşu temizlediği orman zemininde, özel gösterisini sergiliyor. | Open Subtitles | عصافير الجنة ذو الريشات الستة يعرض هنا على أرضيةِ الغابةَ |
| Hizmetkarlar, yeri temizleyin ki Sky Walker o güzel Normandy danslarını bize göstersin. | Open Subtitles | اخلوا الارضية لان سكاى ووكر سوف يعرض لنا بعض الرقص النورماندى |
| Bu manzara da balonu ve yükünü baştan sona gösteriyor. | TED | هنا مقطع يعرض البالون وحمولة في النهاية. |
| Uyarı ekranı sistem parametrelerini gösteren akıllı bir telefondur. | TED | شاشات التتبع هي هاتف ذكي يعرض إعدادات النظام |