| Sadece bana getirdiklerin sayesinde her şeyin yoluna gireceğini bil. | Open Subtitles | اعلمي فقط أنه بما جلبته لي كل شيء سيكون بخير |
| Teselli olmayacak ama bil ki kaybının tüm yükünü taşıyorum. | Open Subtitles | لا أواسيك ولكني أريدك أن تعرفي اني اعرف حجم خسارتك |
| Bana ne olursa olsun, şunu bil... - ...seni seviyorum. | Open Subtitles | أياً كان ما سيحدث لي يجب أن تعلمي أنني أحبك |
| Sanırım bir kaç ipi çekebilirim. Yapılmış bil. | Open Subtitles | اظن اننى استطيع شد بعض الخيوط اعتبر الموضوع منتهى |
| Onu uyutmaya çalıştın ama, bil bakalım o ne yaptı? | Open Subtitles | هل قاومتك ؟ حاولت أن تخدرها لكن خمن ماذا ؟ |
| Kendini bil çünkü zaten başka bilinecek ne var ki? | Open Subtitles | إعرف نفسك ، لأنهُ ما الذي يستحقّ المعرفة أيضًا ؟ |
| Bize ateş etmeden önce, şunu bil: ziyaretçilere işkence uyguluyorum. | Open Subtitles | قبل أن تهاجمنا ، إعلم أننى قمت بتعذيب الدخلاء |
| Ama şu bil bebeğim, çok üzgünüm ve seni seviyorum. | Open Subtitles | و لكن ، إعلمي يا حبيبتي أنني آسف ، و أنا أحبّكِ |
| Orada olduğunu sanmıyorum ama oradaysan şunu bil ki kapını kıracağım şimdi. | Open Subtitles | لا أعتقد أنكِ بالداخل، ولكن إن كنتِ، اعلمي أنني سأكسر باب منزلك. |
| Ama şunu bil eğer rahatsız istersen, onları yumruklamaya başlayabilirsin. | Open Subtitles | لكن اعلمي ذلك اذا شعرتي بعدم الراحة ابداً ابدأي بالضرب |
| Şunu bil ki burada özgürsün, İstediğin zaman girip çıkabilirsin. | Open Subtitles | اود ان تعرفي انك حرة هنا يمكنك ان تتجولي حيث تشائين |
| Ne olursa olsun, yanında olduğumu ve bana güvenebileceğini bil. | Open Subtitles | - أيا كان، أريدك أن تعرفي بأنني موجود من أجلك |
| Fakat şunu bil: Bu kapıdan şimdi çıkarsam bu gidişin dönüşü olmaz. | Open Subtitles | لكنّني أريدك أن تعلمي بأنّه ما إن أتجاوز ذلك الباب، فأنا راحلٌ إلى الأبد |
| Şunu bil ki, sadece ben istersem geri dönerim, sen söyledin diye değil. | Open Subtitles | اريدك فقط ان تعلمي بانني عدت الى هنا لانني اردت ذلك و ليس لانك قلت ذلك |
| Alınmadığımız için şanslı olduğunu bil. | Open Subtitles | اعتبر نفسك محظوظاً لأننا لم نشعر بالإهانة |
| En iyi zamanı bulabileceğimi söylemiştim, ve bil bakalım, o anı buldum. | Open Subtitles | أخبرتك أني سأجد اللحظة المناسبة و خمن ماذا؟ لقد وجدت تلك اللحظة |
| bil bakalım bu sabah kim geri gelip evi aradı? | Open Subtitles | إعرف أنهم رجعوا هذا الصباح وفتشوا البيت؟ |
| Uzun ve derin bir nefes al ve şunu bil ki eğer emri verirsen, savaşa gireriz ve savaşırız. | Open Subtitles | أقصد ، خذ نفسا عميقًا جدا إعلم أنك إذا أصدرت القرار فسنكون في حرب |
| Ama şu bil bebeğim, çok üzgünüm ve seni seviyorum. | Open Subtitles | و لكن ، إعلمي يا حبيبتي أنني آسف ، و أنا أحبّكِ |
| bil diye söylüyorum, seninle evlenmek fikrini sırf sahip olamıyorum diye sevmedim. | Open Subtitles | لعلمك فقط .. أنا لم اعجب بفكره الزواج منك لإننى لا أستطيع فعلها .. |
| Yarına kadar öğrenemeyeceğim ama bil bakalım Jill'le kim resmen çıkıyor. | Open Subtitles | لن أسمع الرد حتى الغد، لكن توقع من سيخرج مع جيل الآن رسمياً |
| Ve bu arada bil bakalım kim yeni müdür için arama komitesinde? | Open Subtitles | بالحديث عن هذا احزري من سيكون ضمن لجنة البحث عن مدير جديد؟ |
| Olmuş bil, ne kadar erken olursa o kadar iyi. | Open Subtitles | أعتبر الموضوع منتهي وكلما أسرعنا كلما كان أفضل |
| Eğer biz bu evliliği gerçekleştiremezsek, sen kendini öldü bil. | Open Subtitles | إن لم نحصل علي هذه المصاهرة، فـ إعتبر نفسك ميت |
| Hoşça kal Anne. bil bakalım nereye gidiyoruz. | Open Subtitles | وداعاً، أمي حسناً، احزر الآن، إلى أين سنذهب؟ |
| Patron, olay yerindeki parmak izine uyan 8000 kişiden biri kim bil. | Open Subtitles | أيّها الرئيس، خمّن من هو أحد الـ800 ألف تطابق لبصمات مسرح الجريمة. |