| Aslında kanserde o kadar da iyi değilmişiz. | TED | نحن لا نقوم بذلك على نحو جيد في جميع أنواع السرطان. |
| Evet, onlar da iyi. | Open Subtitles | نعم,إنهم بخير أيضاً |
| Bu da iyi birşey, çünkü gerçekten bir çıkış stratejim yok. | Open Subtitles | إنه شيء جيد أيضاً .. بسبب عدم وجود استراتيجية الخروج لدي |
| Bence senin Lumbergh'le yatman da iyi bir fikir değildi. | Open Subtitles | ربما لم يكن النوم مع لمبرج فكرة جيدة أيضاً |
| Harry, benim karım yatakta çok da iyi değil. Belki de cevap budur. | Open Subtitles | هاري، زوجتي ليست جيدة في السرير ربما تلك هي الاجابة |
| Belki sana da iyi gelir. | Open Subtitles | ربما تعمل لكِ شيئاً جيداً أيضاً |
| Kalça yağlarına da iyi geldi. İki beden küçüldüm. | Open Subtitles | و هو جيد أيضا لدهون المؤخرة لقد أصبحت أقل بمقاسان |
| Eminim Viyana'da iyi bir Alman besteci bize lazım olabilir | Open Subtitles | يمكننا أن نستعين بموسيقار ألماني جيد في فيينا. |
| İspanya'da iyi vakit geçiriyor musun? | Open Subtitles | إذا ، كيف تجدين المكان هنا ؟ هل تقضين وقتا جيد في إسبانيا ؟ |
| Epps her iki davada da iyi temsil edilemedi. | Open Subtitles | لم يتم تمثيل إبس بشكل جيد في كلتا المحاكمتين |
| o da iyi, efendim. | Open Subtitles | بخير أيضاً سيدي |
| Onlar da iyi. | Open Subtitles | سيكونان بخير أيضاً. |
| Ben bira isteyecektim, ama bu da iyi geldi. | Open Subtitles | كنت سأقول أن نحتسي شراباً، لكن هذا جيد أيضاً |
| Gökyüzünde dörtnala giden bir at da iyi ama bence okyanuslarda dolaşan bir atı andırıyor. | Open Subtitles | ،الحصان الراكض في السماء هو لأمرٌ جيد أيضاً . ولكنني أظن أنه حصان يجوب المُحيطات |
| Ağzın iyi laf yapıyor Olivia ama caddenin sonundaki barın barmeninin ağzı da iyi laf yapıyor. | Open Subtitles | لعل ضيافتك جيدة أوليفيا، لكنني اكتشفت، أن الضيافة جيدة أيضاً في القهوة في آخر الشارع. |
| Ayrica çikolata da iyi. | Open Subtitles | كمان أن الشوكولاتية جيدة أيضاً. |
| O dördü Katabami Kinzan'da iyi sonuçlar ortaya koydular ve köy bu değişimle daha huzurlu olacak. | Open Subtitles | كانت نتائجهم جيدة في مهمة كينزان وسيغيرون شيئاً |
| "Afganistan'da iyi hedefler yok. | Open Subtitles | لقد قال إنه لا يوجد أى أهداف جيدة في أفغانستان |
| Sutton da iyi değildi zaten. Holwell'in işe alabildiği tek adamdı. | Open Subtitles | لم يكن (سوتون) جيداً أيضاً الشخص الوحيد الذي قبل التعاقد معه |
| Hafızanızı yerine getirecek. Ayrıca tıkalı kanallara da iyi geliyor. | Open Subtitles | سيعيد ذكرياتكم، و هو جيد أيضا في سد التسريبات |
| Tabii ki hayır! Onu ilahlaştırdılar. Olduğundan da iyi gösterdiler. | Open Subtitles | ،لقد رسمنا له صورةً مثالية وجعلناه أفضل مما كان فعلا |
| Ohio'nun sonucunu kestirmek hâlâ zor olsa da ve Başkan, Kuzeybatı'da iyi sonuçlar alsa da | Open Subtitles | وكان الرئيس يبلي بشكل جيّد في الشمال الغربي |
| St. Barts'da iyi eğlenceler, bir kaç hafta sonra görüşürüz. | Open Subtitles | وقتاً ممتعاً في بارتس نحن سَنَراك ثانيةً |
| Dublin'in ulaşım haritası iyileşti ve ben bu projeyi bitirdikten sonra daha da iyi oldu fakat hala durak isimleri, güzergahlar mevcut değil. | TED | الآن بعد تحسن خرائط المواصلات في دبلن، و بعد أن انتهيت من المشروع، أصبحت حتى أفضل و لكن ما زالت لا توجد أسماء المحطات |
| Elimden her iş gelmez, plan yapmakta da iyi değilimdir. | Open Subtitles | براحتك لست بارعاً بالأعمال اليديوية، ولست جيداً في رسم الخطط |
| Biliyor musun, "Selam, günün nasıldı?" da iyi bir başlangıç olabilirdi. | Open Subtitles | أتعلم, مرحباً, كيف كان يومك؟ إنّه استفتاح جيّد أيضاً. |
| Ve bir akşam, Kabil'de çok hoş bir beyefendinin yanında oturuyordum, ve o bana Afganistan'da iyi olabilecek şeyler hakkında neler düşündüğümü sordu. | TED | وفي إحدى الليالي كنت أجلس بالقرب من رجل رائع في كابول وسألني مالذي تعتقدين أنه يجب فعله في أفغانستان لتحسين الوضع |