| - Seçeneklerimi açık tutmaya çalışıyorum. - Senin seçeneğe ihtiyacın yok. | Open Subtitles | كنت فقط أوسع نطاق اختياري أنت لا تحتاج إلى أي خيارات |
| Ve Tanrı'yla konuşmak için cep telefonuna ihtiyacın yok, değil mi? | Open Subtitles | و لا تحتاج إلى هاتف خليوي للتحدث إلى الرب , صحيح؟ |
| Hayır Charlie, senin bilete ihtiyacın yok çünkü biletin varmış gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | لا يا شارلي.. أنت لا تحتاج لتذكرة لأنك تبدو كمن لديه تذكرة |
| Bir üretim tesisi açmak için bir sürü ekipmana ihtiyacınız yok. | TED | أنت لا تحتاج إلى الكثير من المعدات اللازمة لإقامة منشأة للإنتاج. |
| Sana söylüyorum, randevu için yarışmaya ihtiyacım yok çünkü bende uygun elektrik var! | Open Subtitles | أنا أقول لكم، وأنا لا تحتاج إلى مسابقة للفوز هذا التاريخ لأنني حصلت على عصير. |
| Benimleyken özel olmak için herhangi bir büyüye ihtiyacın yok. | Open Subtitles | معي أنت لا تحتاج إلى أي السحر أن يكون خاص. |
| Motorsiklete ihtiyacın yok senin. Süper şefe ihtiyacın var. | Open Subtitles | انت لا تحتاج دراجة نارية كنت في حاجة إلى رئيس الطباخين. |
| Psiyatriste ihtiyacın yok, ihtiyacın olan ruhani direktörün. | Open Subtitles | أنت لا تحتاج طبيباً نفسياً بل تحتاج مرشدك الدينى |
| Buna ihtiyacın yok. Ne oldu? | Open Subtitles | أنت لا تحتاج هذا أيها الجندى نحن هنا الآن ما الأمر؟ |
| - Kürdanlarım yanımda yok. - Onlara ihtiyacın yok. | Open Subtitles | ــ ليس معي عيدان الأسنان خاصتي ــ لا تحتاج إليها |
| O kadın çok seksi ve senin buna ihtiyacın yok. | Open Subtitles | أنا في عداد المفقودين على شيء. ما قالت انها حصلت، لا تحتاج. |
| - Diş teline ihtiyacın yok! | Open Subtitles | ــ نعم ــ لا تحتاج لتقويم أسنان ــ بل أحتاج |
| - Diş teline ihtiyacın yok! | Open Subtitles | ــ نعم ــ لا تحتاج لتقويم أسنان ــ بل أحتاج |
| Fakat o kadar insana ihtiyacın yok artık. | Open Subtitles | لكنك لا تحتاج إلى كلّ تلك الطاقة البشريّة لفعل ذلك |
| Evet, sanırım benim yardımıma ihtiyacın yok, Victor/Victoria. | Open Subtitles | نعم، حسنا، اعتقد انك لا تحتاج بلدي مساعدة، فيكتور فيكتوريا. |
| O kadar fazla yere ihtiyacın yok. | Open Subtitles | احفر هذا هنا.. أنت لا تحتاج إلى مساحة كبيرة |
| Ama merdivenleri çıkmak için bir dine ihtiyacınız yok. | TED | لكن لا تحتاج إلى ديانةٍ لتصعد عبر الدرج. |
| - Tıbbi yardıma ihtiyacım yok. - - Evet şüphesiz yok. | Open Subtitles | انا لا احتاج اي معالجة - نعم بالطبع لا تحتاج - |
| - Evet, sen, sen bana seni seviyorum demek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا تحتاج مني ان اخبرك انني احبك ، كل تلك الصور |
| Aynı mevkilerdeyiz fakat kendisinin böyle bir ziyaretin getireceği ayrıcalığa ihtiyacı yoktur. | Open Subtitles | إنها نظيرتي وأؤكد لكم أنها لا تحتاج هيبة زيارة من هذا المقام |
| -Arabayı istemediğine emin misin? | Open Subtitles | أنت متأكد أنك لا تحتاج السيارة، بيل؟ انه دورك |
| Vu-hu kızına ihtiyacımız yok. Kimsenin vu-hu kızına ihtiyacı yok. | Open Subtitles | أنت لا تحتاج لفتاة صُراخ لا أحد يريدُ فتاة صُراخ |
| O kadını odada değilken bile yüceltmene gerek yoktu! | Open Subtitles | أنت لا تحتاج أن تتغزل بها عندما لا تكون فى الجوار |
| Tabii ki çocuk sahibi olmak için bir lisansa ihtiyaç yok. Bu hiçbir şeyin kanıtı değil. | Open Subtitles | بالرغم من أنه لا تحتاج إلى رخصة أو إثبات لإنجاب طفل |
| İlla benimkisi gibi bir dedeniz olmasına gerek yok, tabi keşke olsaydı. | TED | أنت لا تحتاج إلى جدي ، وإن كنت أتمنى لو حظيتم بمثله. |
| Tanrı kalbini imanla doldurduğunda kanıta ihtiyacın olmaz. | Open Subtitles | لا تحتاج إلى إثبات عندما يمليء الرب قلبك بالإيمان |
| Evet, ama gözetleme işi değildi. Bu görevde gözetleme gerekmiyor. | Open Subtitles | لكن ليس فى مراقبة هذه المهمة لا تحتاج إلى مراقبة |
| Yani bir hendekte hazır öğününüzü yemek veya havan ateşinden kaçmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | وهذا يعني أنك لا تحتاج إلى الجلوس في خندق والتهرب من قذائف الهاون. |