| - Bu komik. Ben de aynı öneriyi yapmak üzereydim. | Open Subtitles | هذا مُضحك ، لقد كنت على وشك تقديم نفس الإقتراح |
| Bu akşam buraya gelirken başıma çok komik bir şey geldi. | Open Subtitles | في طريقي إلى هنا هذا المساء, حدث لي موقف طريف جداً |
| Kendimizi yeni bir ışığın altında görmeye zorlanmamız komik bir şeydir. | Open Subtitles | أمر غريب أننا نضطر إلى إعادة تقييم أنفسنا من زاوية جديدة |
| Çok komik. Şimdi gidip bunu herkese yetiştirirsin, değil mi? | Open Subtitles | ظريف جداً ، و الآن أفترض أنك ستنشرين هذا للجميع |
| Kızgınlık hakkında komik olan ise bazen onu fiziksel yolla ifade etmem. | Open Subtitles | والأشياء المضحكة حول الغضب أني في بعض الأحيان أعبر عنه بطريقة جسدية |
| Sen çok komik olursan kendisini komik görmez diye düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد أنك إن كنت مرحاً فقد لا يبدو هو مرحاً |
| Dişçiye gitmek zevkliyse, bu komik olmak üzere. - Hakem yok. | Open Subtitles | لو كان الذهاب لطبيب الأسنان ممتع فإن ذلك قد بدأ يسعدنى |
| Polisin olayı takip etme hevesinin kırılması da yeterince komik zaten. | Open Subtitles | آي. دي هو مضحكُ بما فيه الكفاية الشرطة يَهتمُّ المفقودة بمتابعته. |
| - Bu komik. Ben de aynı öneriyi yapmak üzereydim. | Open Subtitles | هذا مُضحك ، لقد كنت على وشك تقديم نفس الإقتراح |
| Dinlemiyorum. Sen bitirinceye kadar bekleyeceğim. Biliyorum bunun komik olduğunu düşünüyorsun... | Open Subtitles | سأنتظر حتى تنتهي من حديثكِ أعلم أنّك تعتقدين أنّ ذلك مُضحك |
| - Patlattın. Çok komik. Kullanmak için komik kelimeler seçiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ انفجرتِ، هذا طريف يا له من اختيار طريف للكلمات |
| Ve New Yorker bir şekilde, bizim ile ilgili ve komik olan karikatürler yapmaya çabalıyor. İşte bir tane daha. | TED | وأيضا، مجلة نيويوركير تحاول، بنفس الأسلوب، أن تجعل الكرتون يخبر شيئًا بجانب أنه طريف وبعض الأحيان يتحدث عنا. |
| Bu çok komik. Nereye baksan, ormanın tarihi gücünü hissedebiliyorsun. | Open Subtitles | أعني، إنه أمر غريب حيثما تنظر تشعر بالطاقة القديمة للغابة |
| Bunu arkasını kollaması gereken bir kızdan duymak komik oluyor. | Open Subtitles | هذا ظريف من فتاة عليها أن تحذر من فضح أسرارها |
| Benden, takımdakiler için komik lakaplar bulmamı istediler. - İşe yarıyor. | Open Subtitles | أخبروني أن أتخلى عن إطلاق الألقاب المضحكة من أجل روح الفريق |
| Öyle davranmasını ben söyledim, böylece benim komik olduğumu düşünecektin. | Open Subtitles | لقد أقنعته بالتصرّف كذلك حتى تعتقدين بأنني أكثر مرحاً منه |
| Evet, yine de komik olan üzerinde pek fazla çizik görmedim. | Open Subtitles | نعم امر ممتع على اية حال لاحظت الكثير من الخدوش بكِ |
| Bay komedyen bakalım bunu komik bulacak mısın. | Open Subtitles | حَسناً، سّيد كوميدي شاهدْ إذا تَعتقدَ ان هذا مضحكُ. |
| Sana komik hikayeler mi anlatıyorlardı? | Open Subtitles | يقصون عليك حكايا طريفة ؟ أتشعر بالغيرة ؟ |
| komik birşey denersen, sokakta striptiz yaparım haberlere çıkmasını garanti ederim. | Open Subtitles | جرب أي شئ مسلي سأرقص في الشارع سأضمن سيظهر في الأخبار |
| Bunu ailelerinize açıklamak zorunda kaldığınız zaman ne kadar komik olduğunu göreceğiz. | Open Subtitles | سوف نرى كيف ترى هذا الشئ مُضحكاً حينما تضظر إلى تفسيره لأهلك |
| Düşündüm de öylesine eğlenceli bir durum ki... öykümün en komik kısmı olabilir. | Open Subtitles | ظننت أنه كان موقفاً طريفاً أطرف جزء من قصتي |
| Belki kapalı günlerde öyle olabilir ama diğer günlerde çok komik. | Open Subtitles | ربما تكون حقيقية في سيارة أبي لكن عليك أنت فهي سخيفة |
| Boğazına ok saplandığı an filmleri bana komik geliyor, sonra bir de ne göreyim, oka doğalgaz faturası bağlı. | Open Subtitles | فأنا أجد أفلامه مُضحكة كما يُضحكك لو اخترق سهمٌ رقبتك ثم تكتشف فيما بعد بأن فاتورة الغاز معلقةٌ به. |
| komik, gönüllü falan görmüyorum. En son ne zaman bir uçak uçurdun? | Open Subtitles | من الطريف اننى لا ارى متطوعين منذ متى كنت تقود طائرة ؟ |